Asgari ücret görüşmeleri devam ederken Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, 19 Haziran Pazartesi günü asgari ücrete dair görüş ve önerilerini açıklamak üzere bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Beşiktaş’ta, DİSK Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Yönetim Kurulu Üyeleri ile DİSK’e bağlı sendikalardan yöneticiler katıldı.
Basın açıklamasını DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu gerçekleştirdi. Çerkezoğlu, yüksek enflasyon koşullarında işçi sınıfının büyük bir geçim mücadelesi verdiği, gelir adaletsizliğinin tarihte görülmemiş ölçüde arttığı bir süreçte, asgari ücretin belirlenmesinde tek yetkili organ olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, işverenlerin ve hükümetin tek taraflı olarak asgari ücret belirleyebildiği bir tespit sürecinin demokratik olmadığını ifade etti. Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği bir ülkede bu düzenin haktan, hukuktan ve adaletten uzak olduğuna dikkat çeken Çerkezoğlu, Türkiye’de milyonların asgari ücret civarında ve hatta asgari ücretin bile altında ücretlerle çalıştırıldığını, AB ülkelerinde asgari ücret civarında bir ücretle çalışanların oranı ortalama yüzde 4 iken, bu oranın Türkiye’de yüzde 50 civarında olduğunu belirtti.
Yoksul milyonların harcamalarının beslenme, barınma ve ulaştırmaya sıkışmış durumda olduğunu ve alım gücünün erimeye devam ettiğini vurgulayan Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Kaşıkla verilen ücret artışları, adaletsiz vergi sistemi ve yüksek enflasyon yoluyla kepçe ile alınmaktadır. TÜİK’in Hanehalkı Tüketim Harcaması (2022) Araştırmasına göre en yoksul yüzde 20’nin (17 milyon kişi) gelirlerinin üçte ikisi kiraya ve gıda harcamalarına gidiyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezinin (BİSAM), Mayıs 2023 dönemine ait verilerine göre açlık sınırı 10.072 lira, yoksulluk sınırı ise 34.838 TL liradır. Türkiye’de ortalama ücretleri bu rakamlarla karşılaştırdığımızda bir kez daha vurgulamak isteriz ki asgari ücret milyonların meselesidir.”
Çerkezoğlu asgari ücrete dair atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
- Türkiye’yi asgari ücretliler ülkesi haline getirenler, derhal bu politikalarından vazgeçmelidir. İşçi sınıfının asgari ücret cenderesinden kurtulması için sendikalaşma ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Acilen atılması gereken adım ise teşmil yoluyla toplu iş sözleşmelerinin kapsamının genişletilmesidir. Teşmil, yasalarımızda olan bir düzenlemedir ve işçilerin işkollarındaki toplu iş sözleşmelerinden faydalanmalarını sağlamak oldukça kolaydır. İşçilerin asgari ücret mahkûmiyetine son vermek istiyorsak, teşmil derhal gündeme alınmalıdır.
- Asgari ücret tespit süreci demokratikleştirilmeli, diğer işçi konfederasyonlarının katılımı da sağlanmalı, işveren ve hükümetin ortak kararıyla asgari ücret ilan edilmesinin önüne geçilmeli, uyuşmazlık halinde grev hakkını da içeren bir toplu pazarlık süreci olarak işletilmelidir.
- Asgari ücretin tespitinde TÜİK’in inandırıcılıktan uzak enflasyon verileri değil, gerçek enflasyon ve ekonomik büyüme ile geçim şartları, işçinin sadece kendisinin değil ailesiyle beraber geçiminin sağlanması gerektiğini söyleyen uluslararası standartlar göz önüne alınmalıdır.
- Her zaman söylediğimiz gibi, asgari ücret belirlenirken bir evde iki kişinin çalışması halinde o eve yoksulluk sınırının üstünde gelir girmesi güvence altına alınmalıdır.
- Kamu işçileri ve özel sektör işçileri arasındaki ücret farkları ortadan kaldırılmalıdır.
- En düşük emekli aylığı da asgari ücret düzeyinde belirlenmelidir.