
İngiltere işçi sınıfı kitlesel grevlerle hükümete ve patronlar sınıfına korku salmaya devam ediyor. Kamu sektöründe yürüyen görüşmelerde müzakereye yanaşmayan hükümet son olarak işçilerin kararlılıkla sürdürdükleri grevler karşısında tekliflerini arttırmak zorunda kaldı. Ancak Başbakan Rishi Sunak’ın “nihai teklifimiz” diye açıkladığı ve yüzde 5 ilâ 7 arasında değişen ve enflasyonun altında kalan ücret teklifi sendikalar ve işçiler tarafından öfkeyle karşılandı.
Hükümetin yüksek enflasyona ve eriyen ücretlere karşın yüzde 6’lık zam teklifini kabul etmeyen doktorlar 20 Temmuzda grev başlattılar. Uzman hekimlerin grevi pratisyen hekimlerin beş günlük grevinin sona ermesinden iki gün sonra başladı. Pratisyen hekimler Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) tarihinde en uzun doktor grevini gerçekleştirirken uzman doktorlar ise 1975’teki büyük çaplı grevlerinden 48 yıl sonra ilk kez greve gittiler.
Sağlık sektöründeki emekçilerin mücadele dalgası uzman doktorları da kapsarken bir uzman doktor “sadece uzman maaşı için değil, aynı zamanda genç doktorlar için de buradayız” ifadeleriyle mücadelelerinin hedefini dile getiriyor. Doktorlar hükümetin yüzde 6’lık ücret artış teklifini “hakaret” olarak değerlendirirken hükümeti taleplerini karşılamaya çağırıyorlar.
Ulusal Gazeteciler Birliği (NUJ) üyesi gazeteciler de BBC’nin yerel radyosu olan Radyo Solent’te yapılacak olan kesintiler nedeniyle greve gittiler. BBC yönetiminin programları değiştirme ve akşam programlarının farklı radyolarla ortak olması planları gazetecilerin tepkisine neden oldu. Gazetecileri rotasyona zorlamanın yanında işsizlik tehlikesiyle de karşı karşıya getiren uygulama nedeniyle BBC Brighton stüdyosu gazetecileri grev kararı alarak 20 Temmuzda 24 saatlik bir grev gerçekleştirdiler.
Londra Üniversitesi Akademisinde (UCL) güvenlik görevlisi olarak çalışan işçiler de greve çıktılar. Büyük Britanya Bağımsız İşçi Sendikası (IWGB) üyesi işçiler 18 Temmuzda başladıkları grevi 10 gün boyunca sürdürecekler. UCL, 256 işçinin 40’ının Eylüle kadar işten çıkartılacağını ve ücretlerde kesintiler yapılacağını açıkladı. Bunun üzerine işçiler UCL konferans binası önünde gerçekleştirdikleri protestoda “Ücret Kesintilerine ve Irkçılığa Hayır!” sloganları attılar. Çoğunluğu siyahlardan oluşan işçiler taşeron firmada maruz kaldıkları ırkçılığı, hak gaspını ve artan enflasyon karşısında eriyen ücretleri protesto ettiler.
RMT üyesi on binlerce demiryolu işçisiyse kararlılıkla mücadelelerini sürdürüyor. Londra metro ağında gerçekleşecek olan grev, işverenin işçilerin kararlı tutumu karşısında müzakere masasına oturması sebebiyle askıya alınırken ulusal demiryolu ağında grevler kaldığı yerden devam ediyor. Ülke genelinde yaklaşık bin istasyonda bilet satış noktalarının kapatılacağını ve 2 binin üzerinde işçinin işine son verileceğini duyuran demiryolu şirketlerine yönelik öfke büyürken işçilerin grevlerine olan destek de büyüyor. RMT sendikası ve örgütlü demiryolu işçileri talepleri karşılanıncaya ve demiryolu şirketlerinin saldırıları son buluncaya kadar grev silahlarını kuşanmaya devam edeceklerini belirtiyorlar.