
ABD’de son 60 yılın en büyük grevlerinden biri yaşanıyor. Hollywood’un senaristleri ve oyuncuları 1960’tan bu yana ilk kez birlikte greve çıktı. 2 Mayıstan bu yana 11 bin 500 senarist ve yazarın grevi devam ediyordu. 14 Temmuz gecesi iş bırakan 160 bin oyuncunun da greve katılmasıyla Hollywood tarihinin en büyük grevlerinden biri gerçekleşiyor. Amerika Yazarlar Birliği (WGA) üyesi senaristler ve Sinema Oyuncuları Birliği-Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu (SAG-AFTRA) üyesi oyuncular, yapımcı şirketlerini temsil eden Sinema ve Televizyon Yapımcıları Birliği’ne (AMPTP) karşı taleplerini haykırıyor.
“İşte gerçeğin ta kendisi: Milyarlarca dolarlık medya şirketlerinin işçileri sömürdükleri için ödüllendirildiği bir sistemle mücadele ediyoruz. Mesleğimizin hayatta kalması için kavga veriyoruz” diye açıklama yapan SAG-AFTRA sendikası temel taleplerini şöyle sıralıyor: Ücretlerde enflasyon oranında artış, yapay zeka teknolojisine karşı gerçek oyuncuların haklarının korunması ve iş güvencesi, tüm sanatçılar için setlerdeki ve sahne arkasındaki çalışma koşullarının iyileştirilmesi, tekrar gösterimlerdeki telif haklarında düzenleme, 40 yıl boyunca arttırılmayan emeklilik ve sağlık fonlarında yaş ve konum gözetmeksizin tüm sanatçılar için artış. 160 binden fazla üyesi olan oyuncular sendikasının birçok üyesi yıl içerisinde bulabildikleri küçük rollerle geçinmeye çalışıyor. Bir yandan yapay zekâ teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte iş güvencesi tehlikeye girerken diğer yandan dizi ve film üretimindeki hızlı artış sebebiyle çalışma koşulları ağırlaşıyor. Ancak sorunlarını masaya yatırmak ve çözmek isteyen işçiler yapım şirketleri tarafından yok sayılıyor. Bunun üzerine oyuncular ve sendikaları, Mayıs ayının başından bu yana grevde olan senaristlerin grevine katılarak mücadele dalgasını genişletti. Hollywood’un ve televizyon-sinema dünyasının önde gelen isimlerinin de destek ve dayanışmasıyla grevin etkisi giderek büyüyor.
Sinema, televizyon ve dijital platform sektöründeki tekelleşmeyle birlikte açgözlülükte sınır tanımayan dev şirketlerin sektörde çalışan yüzbinlerce emekçinin haklarını görmezden gelmesine karşı ayağa kalkan oyuncular ve senaristler taleplerini de mücadelelerini de ortaklaştırdılar. Warner Bros, Paramount, Netflix, Disney, Amazon, 20th Century Fox gibi dev film ve televizyon stüdyolarının önünde pankartlarıyla toplanan oyuncu ve yazarlar “haklarımızı savunmak için gereken kararlılığa ve birliğe sahibiz” diyorlar. 1960’tan bu yana ilk kez Hollywood’un sektör çapında durma noktasına gelmesi, dizi ve film gösterimlerinin gecikmesi, büyük film festivallerinin etkilenmesi ve yapımcı şirketlerin büyük çapta maddi zararlara uğraması bekleniyor. Sendikalarıyla birlikte mücadeleye atılan oyuncular ve yazarlar milyar dolarlık medya şirketlerinin açgözlülüğüne karşı dayanışmayı, medya patronlarının saldırılarına ve hak gasplarına karşı mücadeleyi büyütüyorlar. Stüdyo önlerini grev meydanlarına dönüştüren oyuncular ve yazarlar talepleri karşılanıncaya kadar Hollywood’u sarsan grevlerine devam edecekler.
Bugün dünyanın pek çok yerinde farklı sektörlerden işçiler hak gasplarına, yoksullaşmaya, kötü çalışma koşullarına karşı mücadele ediyor. Sınıf mücadelesinin kızıştığı dönemlerde örgütlenmesi çok daha zor görülen sanat ve kültür alanında çalışan işçiler de yüzünü mücadeleye dönüyor. Türkiye’de sınıf mücadelesinin yükseldiği 70’li yıllarda oyuncuların sendikalarında örgütlenip 1 Mayıs’larda kitlesel kortejler oluşturması, talepleri için uzun yürüyüşler örgütlemesi de bunun bir örneğidir. Hangi sektörde çalışırsa çalışsın yaşamak için işgücünü satmak zorunda olan herkes işçi sınıfının bir parçasıdır ve işçilerin, haklarını mücadeleyle söküp almaktan başka çaresi yoktur. ABD’de mücadeleyi büyüten film sinema sektöründen işçiler bu gerçeği bir kez daha gözler önüne seriyor.