21 Aralık günü Ankara-Tuzluçayır’daki derneğimizde “Dünyaya Barış İşçilerle Gelecek” konulu İşçi Öz-eğitim etkinliğimizi gerçekleştirdik. Etkinlik sırasında yapılan sunumda, dünya genelinde savaş cephelerinin giderek genişlediği ve işçi sınıfının kendi savaşı olmayan emperyalist savaşlarda bu cephelere yollandığından bahsedildi. Yapılan konuşmalarda söylenen bir cümle gerçekten de bu durumu yeterince açıklamaktaydı: patronlar sınıfı tarafından cephelere gönderilenler yalnızca üzerlerine üniforma giydirilmiş işçilerdir.
Dünya genelinde yaşanan çatışmaların gerçek tarafları, bu çatışmaların bağımsız bölgesel çatışmalar olmadığını gösteriyor. Bunlar üçüncü emperyalist paylaşım savaşının birbirine bağlı cepheleridir. Tarih boyunca egemen sınıflar, aynı kaderi paylaşan işçi sınıfını kendi çıkarları temelinde farklı cephelerin gerisinde karşı karşıya getirmiştir. Ama tarih aynı zamanda işçi sınıfının, gerek 1871 Paris Komünü gerekse de 1917 Ekim Devrimi sırasında olsun silahlarını işçi kardeşlerine doğrultmayı reddettiğini ve silahlarını kendi subaylarına ve egemenlerine çevirdiğini de göstermiştir.
Bugün de bizim için aynı yol geçerlidir. Üçüncü emperyalist paylaşım savaşının giderek yayılmasıyla birlikte bu saldırılara karşı koyabilmek için işçi sınıfı örgütlenmeli ve silahlarını egemenlere çevirmelidir. Ancak bu şekilde işçi sınıfı gerçekten kendi iktidarını yaratabilir. Kapitalist sistem içerisinde bir barış asla söz konusu olmayacaktır.
Emperyalist paylaşım savaşlarında cephelere gönderilen yemler olmak istemiyorsak bilinçlenmeli, örgütlenmeli ve mücadeleye atılmalıyız. Saldırıların giderek azgınlaştığı böylesi bir durumda mücadele etmek bizler için bir zorunluluktur.
Dünyaya barış işçilerle gelecek!