
24 Ağustosta Yunanistan’ın Leros Adası açıklarında Ali Sabancı ve eşi Vuslat Doğan Sabancı deniz kazası geçirdi. Ali Sabancı ve eşi Vuslat Doğan Sabancı’nın ağır yaralandığı kaza, Ege denizinde zodyak cinsi bir botta oldukları sırada gerçekleşti.
Bu haberi okurken bazı detaylar dikkatimi çekti. Kazanın haberini alan Yunan Sahil Güvenlik Ekipleri seferber olmuş. İlk müdahale Leros Adası hastanesinde yapılmış. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul’da bir hastaneye sevkleri için ambulans uçak tahsis ettirmiş. Sermaye sınıfının önde gelen ailelerinden birinin tatil sırasında geçirdiği kaza iki ülkenin sağlık sistemlerinin ve tüm imkânların seferber edilmesine neden olmuş. Peki, söz konusu olan mesela maden kazaları olunca aynı seferberlik gösteriliyor mu? Mesela göçmenler olunca aynı insani duyarlılık, aynı seferberlik söz konusu oluyor mu?
Haziran ayında Yunanistan’ın Mora adası açıklarında 700 civarında göçmen taşıyan bir tekne battı. Yunanistan, Malta ve İtalya sahil güvenlikleri teknenin yardımına gitmedi, batmasını ve göçmenlerin ölmesini bekledi. 28 Ağustosta Türkiye’den yola çıkarak Yunan adalarına ulaşmaya çalışan göçmenleri taşıyan iki botun batması sonucu 5 göçmen can verdi. Birleşmiş Milletlerin geçen yıla ilişkin açıkladığı verilere göre 343 kişi deniz yoluyla Yunanistan’a gitmeye çalıştığı sırada yaşamını yitirdi. Ortadoğu’daki emperyalist paylaşım savaşından, yıkımdan, ölümden kaçan binlerce göçmen, ufacık teknelerde Yunanistan’a veya Avrupa ülkelerine yeni bir yaşam kurma umuduyla gitmek isterken aynı mavi sularda can veriyor. Söz konusu patronlar olmayınca sağlık imkânları seferber edilmiyor. Göçmenler için seferber edilen botları batıran sahil güvenlik, onları kamplara hapseden sınır korumaları, polis, jandarma oluyor.
Biz işçilerin imkânlarıyla patronlar sınıfının yararlandığı imkânlar arasında değil dağlar dünyalar kadar fark var. Biz işçiler sermayenin çıkarları uğruna her türlü sefalete, acıya, ölüme mahkûm ediliyoruz. Bizlerin ürettiği zenginlikleri, teknolojik imkânları tüm insanlık değil yine toplumun küçük bir azınlığı olan patronlar sınıfı sonuna kadar kullanıyor. Aynı gemide olduğumuzu, insan hayatının kutsal olduğunu söyleyen zenginlik, güç ve iktidar sahipleri ikiyüzlüdür. Eğer öyle olsaydı on binlerce mülteci kardeşimiz Ege Denizinde, Akdeniz’de ve daha pek çok yerde göz göre göre can vermezdi.