
Yakın zamanda dolmuşa binip pazara gitmeye niyetlendim. Tesadüfen dolmuşta eski komşumla karşılaştım. Çok sevindim, selamlaştık, birbirimize hâl hatır sorduktan sonra nereye gittiğimi sordu. Ben de pazara gittiğimi söyledim. Gülerek “pazardan bir şey alabilecek misin bari?” diye sordu. Ben de “gerçekten, her şey çok pahalı, param neye yeterse o kadarını alacağım artık” dedim. Komşum yine acı bir gerçeği espri yaparak hatırlattı. “Bırak ihtiyaçları almayı eve dönecek yol paran kalsa bari” dedi. Gerçekten de çok haklıydı. Artık pazara gitmek bile lüks olmaya başladı. Çünkü paramızın neye yetip neye yetmeyeceğini bilemez olduk. Her gün her şeye zam geliyor, fiyatlar fahiş hale geliyor.
Pazara giderken aklımdan sebze ve meyvelerin tezgâhları geçiyor. Şöyle bir dalıp gidiyorum o rengârenk tezgâhların arasına ama sonra çabucak kendime geliyorum. O güzelim tezgâhlardan öyle her istediğini almak yok diyorum kendime. Çünkü zaten her istediğini almak imkânsız. Sınırlı bir bütçem var ve haftalık ihtiyaçları almak zorundayım. Bir de hasta düşmemek için ucuzlayan meyve-sebze hangisiyse onu alabilirim ama ucuzlayan da yok ki. İnsan çalıştığı halde ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayamayınca, mesela sevdiği meyveleri bile alamayınca zoruna gidiyor. Bir evin en temel gıdası soğan, patates, domates, biber. Bunların bile bu kadar zamlanması insanı düşündürüyor. Her şey nasıl da pahalı öyle. Bu daha ne kadar devam edecek böyle? Mahalle pazarları biraz daha ucuz olurdu, artık pazara gitmek moralimi bozuyor. Bu pahalılıkta bir gün alabildiğini ertesi gün alamaz hale geliyorsun.
Ekonomik kriz ve yıkım, artan baskılar, biz işçilerin hayatının üzerinden adeta bir silindir gibi eze eze geçiyor! Milyonlarca işçi ve emekçi gelecekten endişeli. En temel ihtiyacımız olan gıda ürünleri en fazla zamlanan ürünler. Bizler örgütlü olamadığımız, hakkımızı güçlü bir şekilde soramadığımız için patronlar sınıfı her istediğini rahatlıkla hayata geçirebiliyor. Ekonomik yıkımın bedelini bize ödetip zenginleşmeye devam ediyor. Biz yoksullaşmışız, aç kalmışız, umursamıyor. Bizlerin temel gıdaya olduğu kadar acilen birliğe, örgütlülüğe ve dayanışmaya da ihtiyacımız var.