
Antep’te Şireci Tekstil işçileri düşük zam dayatmasına karşı iş bırakma eylemi yaptığında bir ziyaretçileri oldu: Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin. Daha önce bakanlık ve milletvekilliği de yapan Şahin “sizin sorunlarınızı çözmeye geldim” diye seslendi işçilere. Ama bakın neler dedi:
“Şireci dediğiniz adamı benim gözümden bir dinleyin. Sizin çocuklar okusun diye okul yapan bir adam. Bu Şireci, babasının adına cami yaptıran bir isim.” İşçiler “açız, geçinemiyoruz” diyor, Şahin patronun yaptığı “hayır”lardan bahsediyor. Sanki işçilerin patrondan talebi okul-cami yaptırmasıymış gibi! Biz bunlar için devlete zaten vergi vermiyor muyuz? Kaldı ki patronlar okul-cami vb. yaptırdığında masraflarını vergiden düşüyorlar. Peki, Şahin neden patron ile işçi arasındaki ilişkiyi çarpıtmaya çalışıyor?
Şahin, sendikayı suçlayarak “arada fitne çalışıyor, dedikodu çalışıyor” diyor. İşçi ve işverenin baba-oğul gibi olduğunu söylüyor. Bir baba ailesini daha iyi koşullarda yaşatmak için çalışır. Bunlarsa bizim sırtımızdan kazandıklarıyla lüks içinde yaşıyorlar. Ama ona göre patron “baba”, hak isteyen işçinin sendikası fitneci! Patron “baba” değil patrondur, işçi de evlat değil emek gücünü ortaya koyan işçidir. Sendika işçinin birliğinin ifadesidir!
Şahin işçilerin düşmanını şöyle tarif ediyor:“Bu yaşananların nedeni ne sizsiniz ne Şireci. Yüksek enflasyon, satın alma gücü paritesi. Sayın Cumhurbaşkanımız iki yıllık süreçte bu enflasyonu tek haneye düşürdüğü zaman bu sorunların hiçbiri kalmayacak.” Sanki enflasyon gökten zembille indi! Siyasi iktidarın ekonomi politikalarıyla hiç ilgisi yok! Haydi diyelim ki öyle, peki enflasyonun ve hayat pahalılığının bedelini neden biz işçiler ödüyoruz? Madem iki yıl sabretmek gerekiyor, neden patronlar değil biz işçiler sabrediyoruz? İşçiler yoklukla boğuşacağına, bir zahmet patronlar kârlarından biraz olsun taviz verseler olmuyor mu?
Fatma Şahin’in söylediklerini aslında her gün duyuyoruz. Onun ağzından konuşan sermaye sınıfının kendisidir. Sermaye ve iktidar sahipleri el ele vermiş, medya ve her türlü araçla bizi kandırmaya, aldatmaya, susturmaya çalışıyorlar. Bizi sömüren patronu “baba” gibi görelim, hakkımızı aramayalım, ekonomik krizin faturasını ödemeye razı olalım, sesimizi çıkarmayalım istiyorlar. Bunun için söylemeyecekleri yalan, yapmayacakları oyun yok. Ama yanıldıkları bir nokta var. Bıçak kemiğe dayandığında hiçbir işçiyi öyle kolay kandıramazlar. Nitekim Şireci işçileri, Fatma Şahin’i susturdu ve taleplerinin arkasında durdu. Sonunda da hakkını aldı. İşçi sınıfı olarak gerçeklerin farkına vardığımızda, sadece bir fabrikada hakkımızı alacak güçte değil, onların zulüm düzenini yerle yeksan edebilecek güçte olduğumuzu bilelim.