
2016’ya kadar asgari ücrete yılda iki kere zam yapılıyordu. 2016’daysa tek bir sefer zam yapıldı. Bu durum 2022’ye kadar böyle devam etti. Fakat son iki yıldır asgari ücrete yılda yine iki kere zam yapılıyor. Çünkü iğneden ipliğe her şeye fahiş zamlar gelince işçilerden yükselen sesleri kısmak maksadıyla asgari ücrete yıl ortasında da zam yapmak zorunda kaldılar. Fakat bugünlerde asgari ücrete yine yılda sadece bir kere zam yapılacağı konuşuluyor. Çünkü ücretlere zam yapılınca diğer bütün yaşamsal ürün ve hizmetlere de zam geliyormuş, bu da enflasyonu arttırıyormuş. Ücretlere daha az zam yapılırsa enflasyon bu kadar yükselmezmiş! Nasıl? Enflasyonla mücadelede gerçekten de dâhiyane bir buluş, öyle değil mi?
Ekonomi uzmanları, siyasiler, bilcümle burjuva yazar-çizerler bir koro oluşturmuşlar, aynı şeyleri tekrar ederek bu yalanı doğruymuş gibi algılatmaya çalışıyorlar. Söz konusu uzmanların ve siyasi iktidarın bakış açısına göre zam isteyen emekliler, asgari ücretliler, işçiler piyasanın gerçeklerinden habersizler, bütçeye ne kadar büyük yük olduklarını hesaba katmıyorlar! Enflasyonun yükselmesi riskini büyütüyorlar. O halde yükün de riskin de ne olduğunu gösteren şu tabloya bir bakalım:
Meclisteki milletvekillerinin yaklaşık yüzde 75’inin sanayi alanında ve çeşitli sektörlerde işyerleri var. Bir milletvekilinin maaşı 73 bin 379 lira, yani asgari ücretin neredeyse 6 buçuk katı. Emekli olup halen milletvekilliği yapan vekillerin aylık geliri ise 125 bin 349 lira ve bu da asgari ücretin 11 katı. Kamu bankalarının üst düzey yöneticilerinin maaşları yakın zamanda yüzde yüz arttırılarak en düşük aylık ücret 200 bin liraya yükseltildi. Saray bütçesi 2023’te büyük bir zam gördü ve günlük 18 milyon liraya yükseldi. İşçilerin ücretlerinden yapılan kesintilerle oluşturulan işsizlik fonundan sermaye sınıfına aktarılan kaynaklardan, teşvik, vergi indirimi kıyaklarından bahsetmiyoruz bile. Asgari ücret ise gerçek enflasyonun altında bir zam gördü ve bir ay içinde açlık sınırının altına düştü! Üstelik IMF raporları bile enflasyonun ücretlere yapılan zamlar nedeniyle değil şirketlerin fiyatları yüksek tutması ve yüksek kârlar nedeniyle arttığını söylüyor.
Çok açık ki yük bizim sırtımızda ve siyasi iktidar bu yükü daha da büyütmek istiyor. Biz işçi ve emekçiler yükselen enflasyon, ağır çalışma koşulları, siyasi iktidarın baskıları altında eziliyoruz. Ekranlarda konuşanların, gazetelerde yazanların yalanlarına kanmamalıyız. Yalanlara ve saldırılara birlikte karşı duralım, işyerlerimizde, sendikalarımızda daha yüksek ücret talebimize güç verelim.