
Metal işçilerinin örgütlü olduğu Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş ile patronların örgütü MESS arasında 1 Eylül itibariyle grup toplu iş sözleşmesi süreci resmen başlamış durumda. Ben de Birleşik Metal-İş üyesi bir işçiyim. 2023-2025 yıllarını kapsayacak bu yılki sözleşme sürecini fabrikadaki işçiler olarak önemli görüyoruz. Sendikamızın TİS taslağı hazırlanırken fabrikamızda ücretler ve sosyal haklar konusu tüm işçiler olarak gündemimizdeydi. Sözleşmenin bu sene her zamankinden daha öncelikli gündemimiz haline gelmesinin haklı gerekçeleri var.
Geçmişte işçi ücretleri ve sosyal haklar konusunda sendikalı işçiler örnek gösterilirdi. Sendikasız işçilere nazaran bu hakların daha iyi olduğu bilinirdi. Türkiye’de işçi düşmanı bir rejimin yönetimi altında, ekonomik krizin tüm yükünün işçilerin sırtına bindirildiği, işçilerin alım gücünün düştüğü, yoksullaştırıldığı günümüzde sendikalı ve sendikasız işçilerin ortalama ücretleri neredeyse eşitlenmiş ve ortalama ücretler de asgari ücret düzeyine çekilmiş durumda. Bu yüzden mevcut ücretlerle hayatımızı idame ettirmek çok zorlaştı. Aldığımız ücretler yerinde sayarken, artan hayat pahalılığı, yüksek kiralar, temel gıda ürünlerine durmadan gelen zamlarla geçinebilmek nasıl mümkün olacak? Haliyle işçiler olarak bu sözleşme sürecinin bizler lehine geçmesini, kayıplarımızın telafi edilmesini istiyoruz.
Geçim sıkıntısının iyice büyüdüğü bugünlerde konuştuğum tüm işçi arkadaşlarımdan sözleşme sürecinin fazla uzamasını bekleyecek durumlarının olmadığını dinliyorum. Öyle bir zamanın içinden geçiyoruz ki her yeni gün bir önceki günü aratıyor. Tam da bu yüzden yakın bir zamanda ek zam mücadelesi tüm Türkiye’de yaygınlaşmıştı. Verilen mücadeleler sonucunda ek zam alabilmiştik.
MESS ile yapılan grup toplu iş sözleşmesi sürecindeyse bir ilk yaşandı. Birleşik Metal-İş, MESS’ten 1 Eylül itibariyle mevcut ücretlere %30 ön zam verilmesini talep etti. Türk Metal ise aylık 5000 lira verilmesini istiyor. Ancak bu talebin geçmişte alınan ek zam ile bir alakası bulunmuyor. Mahsuplaşma usulü uygulanıyor. Bu da alınan %30’luk zammın, sözleşme sonunda imzalanan orandan düşülmesi anlamına geliyor. Gelecekte alınacak ücretten bugün için borç verilmesi bir gerçekliği ortaya çıkartıyor: Bu ücretlerle geçinilemez, yaşanamaz.
Zor bir zamanın içinde olduğumuz bir gerçek. Biz işçiler olarak her zamankinden daha fazla birliğimizi büyütmek zorundayız. Patronların ekonomik saldırılarını örgütlü olmazsak def edemeyeceğimiz ortada. Karşımızda güçlü patron örgütleri var, bizim de onlar karşısında sağlam durmak için birlik olmak dışında bir seçeneğimiz bulunmuyor.