
Çocuklarımıza tüm okullarda bir öğün sağlıklı, besleyici ücretsiz yemek verilmesini istiyoruz. Seçimlerden önce bu talebimiz Meclis gündemine taşınmış, siyasi iktidar sınırlı da olsa bir adım atmak zorunda kalmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı, 1 Şubat 2023’te 6 Şubattan itibaren ana sınıfı öğrencilerine ücretsiz yemek verileceğini duyurmuştu. Ama bu uygulama 8 Eylülde kaldırıldı. MEB sadece deprem bölgelerinde okul öncesi çocuklara ücretsiz yemek verileceğini duyurdu. Üstelik bu organizasyonu depremde gerçek yüzünü gördüğümüz AFAD yürütecekmiş! AFAD çocuklara kahvaltı diye sadece paketli reçel, tereyağı ve meyve suyu veriyor. Öğretmenler velilere mecburen ek beslenme listesi veriyor ama çocuklar çadırkentlerden, konteyner kentlerden geliyorlar.
Özellikle anneler olarak iktidarın bu kararına tepkiliyiz. Zaten çoğumuz asgari ücrete ve uzun saatler çalışıyoruz. Sürekli mesai yapıyoruz. Yemek hakkının kaldırıldığını duyunca ne yapacağımızı kara kara düşünmeye başladık. Öğretmenin çocuklardan istediği beslenme listesindeki yiyeceklere bakınca “bunları herkes alabilecek durumda mı ya da çalışan annelerin bunları hazırlamaya vakti olur mu” diye düşünüyoruz. Hem maliyet hem de zaman açısından yetişemiyoruz, gücümüz yetmiyor. Bir arkadaşımızın oğlu daha beş yaşında, geçen gün “anne kekten iki dilim fazla koyar mısın? Arkadaşımın annesi de belki senin gibi çok çalışıyordur” demiş. Beş yaşındaki çocuk bile anne babasının çalışma ve yaşam koşullarının zorluğunu anlıyor. Bu zorlukları başka annelerin de yaşayabileceğini düşünerek arkadaşıyla kekini paylaşıyor. Ama çocuklarımız iktidarın umurunda değil.
Okul çağındaki çocuklar zihinsel ve fiziksel gelişimleri için dengeli ve yeterli beslenemediğinde ilerleyen yaşlarda sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor, ömürleri kısalıyor. TÜİK verileri bile her gün ekmek, makarna ve tahıl içeren besinlerle beslenen çocukların oranını yüzde 62’nin üzerinde açıkladı. Aileler hayat pahalılığı nedeniyle ucuz, merdiven altı, kalitesiz, enerji bakımından bol kalorili ama besin değeri zayıf yiyecekler almak zorunda kalıyorlar. Gün boyu acıkmamak için şeker yiyen çocuklar var. Bu gizli açlık demektir. Durum buyken okul gıdası tebliğinin uygulanması, yani kantinlerin ve sattıkları gıdaların denetlenmesi de 2026’ya ertelendi.
Çocuklarımıza bu hayatı reva görenlere asla teslim olmayacağız. Sağlıklı beslenmek her çocuğun en doğal hakkıdır. MEB bütçesi arttırılmalı, sadece okul öncesinde değil, tüm okullarda sağlıklı ve ücretsiz yemek verilmelidir. Biz UİD-DER’li anneler, bizlerden yığınla vergi alan ama bizi okullar için temizlik, kırtasiye malzemesi almaya mecbur bırakan, bir öğün yemeği bile çocuklarımızdan esirgeyen bu düzeni kabul etmiyoruz. Birlikte mücadele yolunu seçiyoruz.