
Emperyalist paylaşım savaşının alevleri yayılmaya, savaşın bedelini daha ağır bir şekilde ödeyen Ortadoğu halklarını kan ve gözyaşına boğmaya devam ediyor. 7 Ekimde Filistinli örgütlerin İsrail’e karşı başlattığı saldırının ardından İsrail ordusu Gazze’ye bombalar yağdırıyor. Emperyalist güçlerin desteğini arkasına alan İsrail egemenlerinin hava saldırıları aralıksız devam ederken abluka altındaki Gazze’de savaşın yarattığı yıkımın boyutları her geçen gün büyüyor. İsrail devletinin açık hedefi durumundaki Filistin halkı 7 Ekimden bu yana Gazze’de tam anlamıyla cehennemi yaşıyor. Bu nedenle dünyanın dört bir yanında savaşın esas sorumlularına karşı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri düzenleniyor. Türkiye’de de İsrail’in 17 Ekimde Gazze’deki El-Ehli Bapstist Hastanesini bombalayarak çocukların da içinde olduğu 500’ün üzerinde sivili katletmesi üzerine pek çok kentte protestolar gerçekleştirildi.
İstanbul’da emek örgütlerinden ortak eylem: Gazze’de Katliam Var! İsrail’i Durdurun!
18 Ekimde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla yüzlerce kişi İstanbul’daki İsrail Başkonsolosluğu’na yürümek üzere Levent Metro çıkışında toplandı. İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin de destek verdiği eyleme çok sayıda sendika, emek meslek örgütleri ile demokratik kitle örgütleri katıldı.
“Gazze’de Katliam Var! İsrail’i Durdurun!” yazılı pankartın arkasında toplanan kitle yürüyüş boyunca “Filistin Halkı Yalnız Değildir”, “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi”, “Sessiz Kalma Filistin’e Sahip Çık”, “Emperyalistler Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganlarını haykırdı. Gazze’de öldürülen binlerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından ortak basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç gerçekleştirdi. 75 yıldır Filistinli sivillerin ölümüne neden olan İsrail’in sağlık merkezlerini hedef alarak bombalamasının ilk olmadığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bizler, Filistin halkının meşru ve haklı mücadelesinin yanında olan örgütler olarak, İsrail’in bu bozuk sicilini gayet iyi biliyorduk. Ancak, bizce, dün yaşanan hastane katliamı her türlü başka silahlı eylemden çok başka bir yerde konumlanmaktadır. Hastaneyi bombalamak çok başka bir seviyeyi temsil eder. İnsanlığın düşeceği en alt, en iğrenç ve en barbarca düzeydir. Bu seviye Nazi Almanyası, Mussolini İtalyası ve IŞİD ile aynı kategoridedir. İsrail giriştiği bu eylemle katliamcı, barbar karakterini bir kez daha kanıtlamış, adeta altına imzasını atmıştır. İsrail’in gerçekleştirdiği bu katliamı en üst perdeden lanetliyoruz. Filistin halkına baş sağlığı diliyor, en içten dayanışma duygularımızı gönderiyoruz.”
Gazze’de insanlık dramının devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, hastanelerde tıbbi ilaçların tükendiği, temiz su ve gıdaya ulaşımın her geçen gün zorlaştığı aktarılarak başta Türkiye olmak üzere dünya ülkelerini Filistin’in yükselttiği boykot çağrısını destekleme, İsrail ile tüm ilişkileri kesme ve Gazze’ye bir insani yardım koridoru açılması için harekete geçme çağrısı yapıldı. Filistin halkının yaşadığı katliamların, yalnızca Filistin halkının meselesi olmadığı, meselenin kaynağının emperyalist paylaşım ve çıkarlar olduğu vurgulanarak şöyle denildi: “Bunun adı Ortadoğu’da İsrail, başka coğrafyalarda ABD, NATO vb.dir. Aktörler değişse de mağdur olanlar ezilen halklardır, emekçilerdir. Bizler, Filistin halkının dost örgütleri olarak her fırsatta Filistin halkıyla dayanışmamızı gösterecek, İsrail’i katliamlarını sonlandırıncaya kadar her fırsatta protesto etmeye devam edeceğiz.” Açıklama “Yaşasın halkların kardeşliği! Yaşasın özgür Filistin!” sözleriyle son buldu. Ortak açıklamanın ardından İstanbul Emek, Barış, Demokrasi Güçleri ve Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu adına yapılan açıklamalarda Filistin’in işgaline son verilmesi için ortak mücadele vurgusu yapıldı.
Dünya meydanlarında emekçilerin sesi: “İsrail’i ve Savaşı Durdurun!”
İsrail devletinin saldırıları ve İsrail devletini destekleyen emperyalist güçlerin ikiyüzlülükleri İngiltere’den ABD’ye, Fransa’dan İtalya’ya büyüyen bir öfkeyle karşılanıyor. “Özgür Filistin” sloganlarının yankılandığı dünya meydanlarında savaşın durdurulması, İsrail’in mazlum Filistin halkına yönelik zulmüne son verilmesi çağrıları yükseliyor.
İngiltere’de, İsrail devletinin işgal hazırlıklarına başlamasıyla birlikte sokaklara dökülen emekçiler geçtiğimiz hafta boyunca ülkenin her yerinde büyük protestolar düzenlediler. Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini bastırmaya çalışan İçişleri Bakanı Suella Braverman Filistin bayrağı sallayan ve Filistin yanlısı sloganlar atan eylemcilere karşı polisi “göreve” çağırdı. İsrail devletini destekleyen İngiliz egemenlerinin ikiyüzlülüğüne ve hükümetin eylemcilere yönelik tehditlerine karşı 14 Ekimde 150 binin üzerinde işçi, emekçi ve genç, başkent Londra sokaklarında yürüdü. Filistin’le dayanışmayı suç sayan hükümete ve polise meydan okuyan emekçiler Manchester, Edinburgh, Glasgow gibi birçok kentte savaşa öfkelerini ve barış taleplerini haykırdı, Filistin halkıyla dayanışma gösterdi.
Aynı gün ABD’nin başkenti Washington’da Beyaz Saray önünde, Los Angeles’ta, New York’ta, Michigan’da Filistin halkıyla dayanışma eylemleri düzenlendi. İsrail’deki soykırımcı, faşist rejimi kınayan pankartlarla ve “Özgür Filistin” sloganlarıyla yürüyüşler yapıldı. İsrail devletini kınayan ve kendilerini temsil etmediğini ifade eden çeşitli Yahudi toplulukları da eylemlerde yerlerini aldılar. Filistin halkının yanında olduklarını dile getirdiler.
Almanya’da ve Fransa’da hükümet tarafından Filistin halkıyla dayanışma eylemleri yasaklanırken emekçiler yasaklara rağmen çeşitli kentlerde dayanışma eylemleri düzenlediler. 7 Ekimden bu yana İsviçre’nin başkenti Cenevre’de, İtalya’nın Roma, Torino ve Milano kentlerinde, İrlanda’nın başkenti Dublin’de, Endonezya’nın başkenti Cakarta’da, Fas’ın başkenti Rabat’ta, Akdeniz ülkesi Malta’da, Irak ve Yemen’de on binler Filistin halkıyla dayanışma amacıyla yürüyüşler düzenledi.
İsrail’in Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ne gerçekleştirdiği bombalı saldırı, Yunanistan’da da protesto edildi. Sendikaların çağrısıyla 18 Ekimde bir araya gelen on binlerce kişi “Halklar terörist değildir, emperyalizme boyun eğmek yok” diye haykırdı.
ABD ve Avrupalı egemenler Filistin’le dayanışma eylemlerini baskı ve zorbalıkla engellemek istiyor, İsrail’in yanında yer alıyor. Çin, Rusya, İran gibi güçler Batılı emperyalistlerle rekabet ederken Filistin halkının kanının oluk oluk akmasına aldırış etmiyor. Emperyalistlerin cehenneme çevirdiği Ortadoğu’da akan kanın durmasını, zulmün, vahşetin son bulmasını, barışın hâkim olmasını isteyen emekçilerse dünyanın dört bir yanında meydanlara çıkıyor, Filistin halkının yanında olduğunu gösteriyor. Filistin halkına dayanışma eli uzatıyor, kendi ülkelerindeki zorba iktidarlara direnerek Filistin’deki zulmün bitmesi için mücadeleyi yükseltiyor. Meydanlara çıkan emekçiler Filistin halkının gerçek dostlarının kim olduğunu gösteriyor.