
Depremler, seller, orman yangınları, ekonomik yıkım, emperyalist savaş… Kapitalizm altında yaşanan tüm felaketlerin, savaşların bedelini işçi sınıfı canıyla ödüyor. Oysa dünyanın tüm işçileri kardeşlik, barış ve huzur içinde yaşamak istiyor. Tam da bu nedenle, egemenlerin cehenneme çevirdiği Filistin’de akan kanın durması ve barışın hâkim olması için, dili, dini rengi farklı yüz binlerce, milyonlarca emekçi meydanlara çıkıyor, grevler yapıyor. Filistin halkıyla dayanışma eylemleri bir kez daha gösteriyor ki hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın, hangi dili konuşursa konuşsun, hangi dine mensup olursa olsun dünya işçi sınıfı kardeştir ve barışı gerçekten isteyenler işçilerdir. Egemenlerin haksız savaşlarını durdurabilecek tek güç savaştan hiçbir çıkarı olmayan işçi sınıfıdır.
Savaşın ilk gününden bu yana tüm yasaklamalara, tehditlere ve baskılara rağmen başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanında yüzbinlerin katıldığı protesto eylemleri düzenleniyor. Emekçiler kendi ülkelerindeki hükümetlerin bu savaşa destek vermesine tepki gösterirken İsrail’le ticari, diplomatik, askeri anlaşmaların iptal edilmesini, İsrail’e silah malzemesi sevkiyatının durdurulmasını talep ediyor. Protesto eylemlerine sendikaların, liman ve taşımacılık işçilerinin İsrail’e giden silah malzemesi yüklü gemileri engelleme girişimleri eklenmiş durumda.
Belçika’da taşıma işçileri sendikaları, ülkede üretilen silahların İsrail’e gönderilmesini engellemek için üyelerine limanlarda ve havalimanlarında yükleme yapmamaları çağrısında bulundular. Belçika’nın ardından İtalya ve İspanya’da da liman işçileri, İsrail’e gidecek silahları yüklemeyeceklerini, savaş malzemesi taşıyan gemilerin faaliyetlerini engelleyeceklerini duyurdular. Yunanistanlı sınıf kardeşlerimiz, Atina Uluslararası Havalimanında protesto gösterileri düzenlerken İngiltere’deki sınıf kardeşlerimiz, İsrail’e insansız hava araçları için parça üreten firmanın merkezine giden yolu kapatarak savaşı protesto ettiler. Danimarkalı işçiler İsrail ordusuna, F16 ve F35 uçakları ve ekipman satışını protesto etmek için, Danimarkalı silah şirketi Terma’nın Soborg fabrikasının tüm girişlerini kapattılar. Amerikalı sınıf kardeşlerimiz, Washington sokaklarında 300 bin kişilik protesto gösterisi yaparken, yüzlerce kişi de Tacoma limanında İsrail’e gidecek gemiye askeri malzeme yüklenmesini engelledi.
Sınıf dayanışmasının ve işçi sınıfının gücünü gösteren bu eylemlerin artması, daha geniş ve kitlesel grevlerin yapılması savaşı isteyen, kışkırtan ikiyüzlü egemenleri daha fazla köşeye sıkıştıracaktır. Nitekim Filistin Sendikalar Konfederasyonu bir kez daha açıklama yaparak dünyadaki gemi ve liman işçilerini İsrail’e giden tüm mühimmat ve silahları yüklemeyi, taşımayı reddetmeye, iş bırakmaya çağırdı. Aynı zamanda tüm sendikalara 29 Kasımda “Özgür Filistin” talebiyle eş zamanlı uluslararası dayanışma etkinlikleri düzenleme çağrısı yaptı.
sintagma_kinitopiisi_107.webp [2]

İşçi sınıfının mücadele tarihinde çok sayıda umut ve ilham veren uluslararası dayanışma örnekleri bulunuyor. Şili diktatörlüğüne karşı Şilili emekçilerle dayanışan İskoç işçilerinin aldıkları doğru tutum dayanışmanın güzel örneklerinden biri... İşçi ve emekçilerin seçtiği Allende hükümetini devirmek için, 11 Ekim 1973’te ABD’nin desteğiyle Pinochet liderliğinde askeri faşist bir darbe gerçekleşti. Allende’nin içinde bulunduğu Başkanlık Sarayı, Hawker Hunter savaş uçaklarıyla vuruldu. Darbecilerin vahşeti, dünyanın birçok ülkesinde işçi ve emekçiler tarafından protesto edildi. İskoç işçileri de Şili halkının yaşadığı acılara kayıtsız kalmamıştı. Darbeden 6 ay sonra, diktatörlere ait savaş uçaklarının motorları bakım ve onarım için İskoçya’nın Glasgow kentinde bulunan ve 3 bin işçinin çalıştığı Rolls Royce fabrikasına geldiğinde buradaki işçi komitesi aldığı ortak kararla 3 yıl boyunca motorları tamir etmeden depoda bekletmişti. Böylece Şilili sınıf kardeşlerinin yaşadığı acıyı yüreklerinde hisseden İskoç işçiler bombardıman uçaklarının uçmasını engelleyerek sınıf dayanışmasının cesur bir örneğini tarihe not düşmüşlerdi.
Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan savaşlar, kapitalistlerin güç ve yağma savaşıdır. Milyonların hayatının karardığı savaşlar kapitalistlerin iştahını kabartıyor. Savaşın yarattığı yıkımı onarmaktan tutalım da yeni silahlar satmaya kadar her kapitalist ülke, savaştan nemalanıyor. Filistin halkını düşündüğünü söyleyen egemenler tam bir ikiyüzlülükle İsrail’in faşist hükümetiyle işbirliği yapmaktan geri durmuyorlar. Filistin halkının gerçek dostu dünya işçi sınıfıdır. Grevler örgütleyen, protesto gösterileri düzenleyen, hükümetlere baskı kuran tek güç dünya işçi sınıfıdır. Uluslararası işçi eylemlerinin büyüyüp güçlenmesi, haksız ve gerici savaşlara karşı güçlü bir bariyer oluşturabilir. Kapitalist ülkelerin sahte barış görüşmelerine aldanmamalıyız. Bugünün en acil görevi, dört bir yanda meydanlara çıkan işçi ve emekçilerin savaşa karşı isyanlarını birleştirmek, tek ses, tek yürek haline dönüştürmektir. Savaşları durduracak asıl güç işçi sınıfının uluslararası birliği, mücadelesi ve dayanışmasıdır.