Kapitalist sistemin vermiş olduğu burjuva bilinç, insanlarda her şekilde etkisini gösteriyor. Hayatımın her anında bu sistemin pisliklerini görüyorum ve gördükçe de içimdeki mücadele hırsı daha da büyüyor.
Futbol, günümüz dünyasında insanları acımasızca birbirine saldıran iki düşman haline getiren bir oyun. Aynı zamanda milyonlarca dolarlık bir sektör. Kapitalist sistem, bir zamanlar insanların eğlence amaçlı yaptıkları bu oyunu bu hale getirdi. Futbol uğruna işlenen cinayetler, aile bireyleri arasında kavgalar, loto bayilerinde yitip giden umutlar, emekler, hayaller, yarınlar …
Evet gerçekten de biz işçiler olarak bunların çoğunu yaşıyoruz. Futbolun önemli tekelci faaliyetlerden biri haline geldiğine şüphe yok. Bunu UEFA başkanı şu şekilde dile getiriyor: “Ekonomik kriz bayağı etkiledi piyasaları, ama bu kriz bizim pazarımıza vurmadı” diyor. UEFA başkanının da dediği gibi futbol artık insanların eğlenmesinden öte büyük paraların döndüğü bir pazar haline geldi.
Biz UİD-DER’li işçiler olarak futbolu gerçekten çeşitli fabrika ve işyerlerinden gelen işçi kardeşlerimizle birlik, beraberlik ve dostluk çerçevesinde yapıyoruz. Amacımız ne bir kulüp kurup tekel haline gelmek, ne de futbolcu yetiştirip futbolcu satmak. Biz futbolu dostça ve kardeşçe, bir işçinin bakması gereken çerçeveden bakarak oynuyoruz. Amacımız oynadığımız futbol maçlarını kazanmak değil, insanların birbirine yabancılaştığı böyle bir sistemde aynı işyerlerinde veya farklı işyerlerindeki işçi kardeşlerimizle bir araya gelip birbirimizi kazanmaktır. Bu doğrultuda çok güzel maçlar yapıyoruz. Oynadığımız maçlarda şu sloganı atıyoruz: “Futbol bahane dostluk şahane”. İşin açıkçası futbol bahane, amacımız bir araya gelebilmek ve şunları görebilmek; demek ki her yerde her şey aynı değildir. Her şeye kendi sınıfımızın tarafından bakmalıyız. Nereden, ne şekilde bakacağımızı bilmek için de UİD-DER çatısı altında örgütlenmeliyiz.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!