Dünyayı saran krizle birlikte her geçen gün binlerce işçi işsiz kalıyor. Patronlar kâr ettikleri zaman o kârdan işçilere kırıntı bile vermezken, zararlarına en büyük ortak biz işçiler oluyoruz.
Her geçen gün kriz daha da derinleşirken “işsizler ordusu” da krizle birlikte tüm dünyada büyük bir hızla büyüyor. Son birkaç ayda işsiz sayıları inanılmaz rakamlara ulaşmış durumda. Kriz, dünya genelinde otomobil endüstrisinden telekoma, ilaç üreticilerinden çelik şirketlerine kadar pek çok sektörde işten çıkarmalara yol açtı. Krizin ne kadar ciddi olduğunun anlaşılması için dünyada ve Türkiye’de işten çıkarılmalarla ilgili yapılan araştırmalardan çıkan sonuçları şöyle bir toparlamaya kalktığımızda, rakamların işçi sınıfının geleceği açısından nasıl tehlikeli boyutlara ulaştığını daha rahat görüyoruz.
Kuzey Amerika’da faaliyette bulunan bilişim şirketi Hewlett-Packard 24 bin 600 işçiyi, Japon elektronik tekeli Sony 16 bin işçiyi, maden tekeli Rio Tinto 14 bin işçiyi ve büyük telekom ve internet firması AT&T 12 bin işçiyi çıkarmayı planlıyor. Avrupa’da ise Telecom Italia 9 bin, Wolseley 7300 ve Fransız otomotiv devi Renault 6 bin çalışanı işten çıkardı. Bunların yanında eBay 1600, Nokia 600, Nortel 5 bin, Motorolla 3 bin, Sun Microsystems 6 bin, Sony Ericsson 2 bin, Siemens 17 bin ve Yahoo 1430 işçiyi önümüzdeki dönemde işten çıkarmayı planlanıyor.
ABD’de ise sadece son bir ayda 533 bin işçi işini kaybetti. İşsizlikte 35 yıllık bir rekor kırıldı. Bank [1] of America 35 bin kişiyi işten çıkarıyor. Citigroup daha önce açıkladığı 22 bin kişiye ilaveten 52 bin kişiyi, JP Morgan Chase 7 bin kişiyi ve satın aldığı Washington Mutual 9200 kişiyi işten çıkaracağını, Goldman Sachs ve Morgan Stanley de işgüçlerini yüzde 10 azaltacaklarını duyurdu.
Dünyada durum bu kadar kötüyken acaba krizin “teğet geçtiği” Türkiye’de durumlar nedir, bir de buraya bakalım: Sadece Türk-İş’e bağlı sendikalarda işten çıkartılmalar 27 bini buluyor. Bunu da birkaç veriyle somutlaştıralım. Dok Gemi-İş sendikasının örgütlü olduğu tersaneler bölgesinde sendika üyesi 250 işçi işini kaybetti. Türk Metal sendikasının örgütlü olduğu işyerlerinde 5 bin 277, diğer işyerlerinde bin 881 işçinin işine son verildi. 4 bin 328 işçi ücretsiz izne çıkarıldı. Petrol-İş sendikasına üye 229 işçinin iş akdi feshedildi, 436 işçi ücretsiz izinde. Tekstil sektöründe son 3 ayda 2 bin 520 işçi işten çıkarıldı, 2 bin 72 işçi ücretsiz izne ayrıldı. Böylece tekstilde son bir yılda işsiz kalan işçi sayısı 10 bine ulaştı. Çimento, toprak, cam iş kolu Çimse-İş sendikasının örgütlü olduğu işyerlerinde son bir yılda 9 bin 200 sendikalı işçi işten çıkarıldı, yaklaşık 3 bin işçi ücretsiz izne ayrıldı. Deri-İş sendikasının örgütlü olduğu işyerlerinde 217 işçinin iş akdi feshedildi. Kâğıt, gıda ve ağaç işkollarında da Türk-İş’e üye 166 işçi işten çıkarıldı.
Tabii bu rakamlar Türk-İş’e ait. Gerçek rakamlar bunların da üstünde. Sadece Tuzla tersaneler bölgesinde bu sayı şu anda 12 bin kişiyi buluyor. Bunun dışında sadece Ford fabrikasından Türkiye genelinde 6 bin işçi çıkarıldı. Akbank’ta ise bin kişi işten atıldı. Böyle toplu çıkarılmaların dışında ufak çaplı atölye, fabrika ve mağazalarda binlerce hatta on binlerce işçi işsiz kalmış durumda.
Son birkaç ayda dünya gelinde işten atılmaların sayısı milyonlara ulaşmış bulunuyor ve kriz derinleştikçe bu rakamlar 10 milyonlara dönüşecek. Her geçen gün sonu olmayan bir yola doğru sürükleniyoruz. Açlık, yoksulluk ve en kötüsü emperyalist savaşlarla birlikte gün geçtikçe yok oluyoruz. Patronların kuyruğuna takılmış gidiyoruz. Ama daha nereye kadar gideceğiz ki? Artık önümüzde engel olarak duran burjuvaziyi ezip geçmemiz gerekiyor. Artık kaybedecek neyimiz kaldı ki?
Zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok!