
Merhabalar. Ben kurumsallaşmış bir marketler zincirinde, sendikal haklara sahip bir işçiyim. Yaptığım iş nedeniyle yaşadığım sorunları tahmin edebilirsiniz. Müşteriler, mağaza problemleri, patronların bitmek bilmeyen istekleri, yetersiz maaş, bunların getirdiği psikolojik sorunlar... Daha sayabileceğim yüzlerce sorun var.
Sendikalı olduğumdan bahsetmiştim. Lakin şimdiki sendikaların olması gerektiği gibi olmadığını düşünüyorum. Sendika dediğin işçilerin hakları için birleştiği mücadele örgütüdür ve işçilerin yanında olur. İşçiler için, işçilerle birlikte mücadele eder. Patronlara karşı işçiyi savunur. Bugünkü sendika yöneticileri ise birer bürokrat, işçilerin sorunlarıyla ve talepleriyle ilgilenmiyorlar, kendi koltuklarını korumanın derdindeler. Örgütsüz ve dağınık olduğumuz için, sendikalarımıza sahip çıkamadığımız için sendikacılar patronlarla, iktidarla uzlaşıyor. Bizler patronlar karşısında savunmasız ve ağır şartlarda çalışmak zorunda kalıyoruz.
Yaşadığımız en büyük sorunlardan biri de ağır iş yükü. İşyerinden ayrılan bir işçinin yerini doldurmayan yönetim, onun işlerini de diğer işçilere yüklüyor. Örnek veriyorum, kasap reyonunda çalışan bir işçiden mağaza içinde meyve sebze reyonuna da “yardımcı olması” bekleniyor. Bu sadece benim kendi çalıştığım mağazanın problemi değil, son bir yıldır bütün şubelerde bu sorunu yaşıyoruz. Neden? Müdürler bütçeyi tuttursun, patronlar maliyetleri kıssın da kasalarını daha da parayla doldursun diye. Peki, işçinin hakkı nerede? Destek verdiğimiz reyonlar için ek ücret alıyor muyuz? İşçilerin maaşı bu bağlamda tekrardan gözden geçiriliyor mu? Hiçbiri olmuyor. İşçi evine ekmek götürmek zorunda olduğu için sesini kesip çalışmaya devam ediyor. Biz işçiler birlik olmadığımız sürece ne işçilikten kopmuş sendika bürokratları ne de sızlanmak yaramıza merhem olabilir. Biz işçiler olarak ancak birlik olarak kazanabiliriz. O halde yapmamız gereken birlik olmaya çalışmaktır.