
31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da maytap atölyesinde meydana gelen patlamada biri atölye sahibi 20 işçi hayatını kaybetmiş, 115 işçi yaralı olarak kurtulmuştu. İşçi aileleri Davutpaşalı Adalet Arayan Aileler olarak örgütlendiler ve 15 yıldır suçluların cezalandırılması için birçok eylem gerçekleştirdiler. İşçi örgütleri de sorumluların cezalandırılması ve iş cinayetlerinin son bulması için birçok eylem gerçekleştirdiler. Davutpaşalı Adalet Arayan Aileler, katliamın suçlularının cezalandırılması için yargı ayağında da mücadelelerini sürdürdüler. 11 yıl süren yargılamaların ardından Yargıtay’ın verdiği kararı Anayasa Mahkemesine (AYM) taşıdılar. Çünkü Yargıtay, Zeytinburnu Belediyesi yetkililerinin iş cinayetinde sorumlu bulunmasını onayladığı halde, cezaları iki yılın altında tutmuş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle, sanıklar bir gün bile hapis yatmamıştı. AYM, yaşam hakkının ihlal edildiğine ve başvuruculara tazminat ödenmesine karar vermiş, böylece dava yeniden görülmeye başlanmıştı.
AYM’nin bozma kararından sonra, yeniden yargılamanın son duruşması 12 Aralıkta Bakırköy 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme verdiği kararla Zeytinburnu Belediyesi çalışanı dört kişi hakkında görevi kötüye kullanma nedeniyle 10 ay ile bir yıl 8 ay arasında değişen hapis cezaları verdi. Bu karara aileler adına avukat Özlem Özkan tepki gösterdi: “Yeniden yargılamada bizim talebimiz, bu davanın başından beri sanık olarak yer alan Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın ve İstanbul Çalışma ve Bölge Müdürü Atakan Tanış’ın da burada yer alması gerektiğiydi. AYM’nin verdiği hak ihlalini gidermeyi mahkeme kabul etmedi. Bu karar mahkemenin 6 sene önce vermiş olduğu kararın aynısı. Yine bu karara itirazımızı gerçekleştireceğiz.”
“İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyası vesilesiyle UİD-DER’e konuşan Davutpaşalı aileler [1] “kaza değil cinayet, göre göre cinayet” diyerek seslerini duyurmaya çalışmış, sorumlulardan hesap soracaklarını vurgulamışlardı. Ancak sermaye ve iktidar ailelerin adalet mücadelesinin önüne engeller dikmeye devam ediyor. İşçilerin, sermayenin ve iktidarın işçi düşmanı tutumuna karşı durabilmesinin tek yolu birlik olmasıdır.