Geçenlerde UİD-DER Esenler Temsilciliğinde yaptığımız bir maçtan bahsetmek istiyorum. Çünkü bu maçın UİD-DER’li arkadaşlarla tanışmadan önceki yaptığım maçlardan çok farkı vardı. Mesela çocukluğum ve bize örnek olan ağabeylerimiz aklıma geldi. Mahalle takımlarımız vardı bizim. İki mahalle kıyasıya rekabet içerisindeydik. Biz kolasına maç yapardık, ağabeylerimiz baklavasına. Biz maç bittikten sonra arkadaşlarımızı kızdırırdık, ağabeylerimizinkinde kavga çıkardı. Olmaması gereken bir rekabet vardı. Biz en fazla tuttuğumuz takımın en ünlü oyuncusunun adını kendimize lakap yapardık. Ağabeylerimizin “elini kessen damarlarından sarı-kırmızı kan akıyor”du. Bu düşüncedeki insanlarla maç yapınca tabii ki sonunda kavga küfür, insan yaptığına da yapacağına da pişman oluyordu.
UİD-DER’li arkadaşlarla yaptığımız maçta da elbette her iki tarafın da amacı birbirine gol atmaktı. Ama gördüm ki bu iş, birbirinin ayağını incitmeden de oluyormuş. Hele hele öyle herkese çalım atmadan, pas atarak kolektif bir biçimde oynayınca daha da bir tatlı oynanıyormuş. Kenarda tezahürat yapan arkadaşlar da vardı. Çok iyiydiler. Lüzumsuz gerginliğin-rekabetin olmadığı güzel bir maç yaptık. Bu etkinlikte emeği geçen tüm arkadaşlarımıza ellerine sağlık diyorum, teşekkür ediyorum.