
Emeklilikte Yaşa Takılanlar, emeklilik haklarının gasp edilmesine karşı verdikleri mücadeleyle siyasi iktidara geri adım attırıp bir yasa çıkarılmasını sağlasa da sorunlar çözülmüş değil. Hâlâ emeklilik hakkı tanınmayan çok sayıda insan bulunuyor. Staj ve çıraklık dönemlerinde sigortasız oldukları için emekli olamayanlar, Aylık Bağlama Oranı (ABO) ve intibak mağdurları, Bağ-Kur tescil mağdurları… Bu ve benzeri sorunlara karşı Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve Emekliler Federasyonunun (EYT-EF) çağrısıyla 24 Aralıkta Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezinde bir buluşma gerçekleştirildi. Buluşmaya Van’dan Tekirdağ’a kadar Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden EYT derneklerinin üyeleri, emekli sendikaları ve UİD-DER katıldı.
Yapılan buluşmada EYT-EF başkanı Arzu Lastikçi bir konuşma yaptı. EYT meselesinin kökten çözülmediğini, dosyanın henüz kapanmadığını ifade ederek konuşmasına başlayan Lastikçi, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in konuyla alakalı “prime takılanlar olmayacak, prim gün şartı olan 5 bin primi değiştirmiyoruz, aklınızdan kötü senaryoları silin” sözlerini hatırlattı. Verilen bu sözlere güvenip çekilen krediler, yapılan borçlanmalar sebebiyle yeni mağdurlar yaratıldığını söyleyen Lastikçi, “ekonominin omurgası olan işçi ve emekçilerin mağduriyetinin katlanmasını değil hakkımız olan 5 bin prim ve kısmi emeklilik hakkımızın acilen yasalaştırılmasını talep ediyoruz” dedi. Emeklilik yaş ve prim gün sayısının arttığını, son 20 yılda emeklilerin alım gücünün önemli kayıplar yaşadığını, maaşların sistematik bir şekilde düşürüldüğünü ifade etti.
“Türkiye’de emekli olmak zor. Emekli olunca yaşamak daha da zor” diyen Lastikçi, konuşmasına şöyle devam etti: “Açlık sınırı altında emekli aylığı olmaz, olmaz! Emekli aylığı güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranları düşürülürken emekli aylıklarında alt sınır yani taban aylık uygulaması kaldırıldı. Aylık artış oranları resmi enflasyonla sınırlandırıldı. Emeklilere büyüme oranından verilen pay, yüzde 100’den yüzde 30’lara düşürüldü. Bundan 20 yıl önce en düşük emekli aylığı asgari ücretin yüzde 40 üzerindeyken bugün en düşük emekli aylığı asgari ücretin yüzde 34 altında kalmıştır. Milyonlarca emekli asgari ücretin altında bir ücrete mahkûm edilmiştir.”
Yapılan konuşmada, emekli aylıklarına ve memur maaşlarına yapılan zamların ilk 3 ayda eridiği, TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyonun halkın yaşadığı gerçek enflasyonu yansıtmadığı teşhir edildi. Yıllara göre emekli aylıklarının nasıl düşürüldüğünü anlatan Lastikçi, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Emekli 2023 yılında borçlandı, ezildi. Bu dönemde asgari ücretin altında ve açlık sınırının altında yaşıyoruz. Açlık ve sefalet ücretlerine mahkûm edilmek istemiyoruz. Staj ve çıraklık hizmeti başlangıcının sigortalılık başlangıç süresi olarak kabul edilmesini talep ediyoruz. Bağ-Kur ve prim tescil sorununun çözülmesini talep ediyoruz. 8 Eylül 1999 sonrası 2000 ve 2008 yıllarında yapılan emeklilik reformlarıyla getirilen yaş sisteminin değiştirilmesini ve yeni bir düzenleme yapılmasını talep ediyoruz. Hiç kimseden lütuf ve ayrıcalık talep etmiyoruz. Ülkenin mihenk taşı emekçisi ve emeklileri olarak hakkımızı istiyoruz.”