UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak sıklıkla İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşı konuşuyoruz. Çoğu emekçi kadın haklı olarak İsrail vahşetini kınıyor. Çocukların hunharca katledilmesi, Gazze’de taş üstünde taş kalmaması nedeniyle büyük üzüntü duyuyor. Bu sohbetlerde bazı “görüş ayrılıklarının” ortaya çıktığını görüyoruz. Örneğin bazı emekçi kadınlar “bizim elimizden ne gelir ki?” diyerek çaresizliğini vurguluyor, bazı emekçi kadınlarsa “evime İsrail ürünlerini almayarak tepkimi gösteriyorum” diyor. Bazı emekçi kadınlar Türkiye’nin katliamı engellemek üzere elinden geleni yaptığını ileri sürüyor. Kimi zaman Filistinlilerin topraklarını sattıkları için başlarına gelenleri hak ettiğini söyleyenler oluyor. Kimisinin konuşmalarında Yahudi nefreti ortaya çıkıyor. Fakat yorumlar genellikle işçi sınıfının bakış açısıyla yapılmıyor. Oysa emekçi kadınlar olarak zihnimizi bulandırmaya, tepkilerimizi saptırmaya, yanlışı doğru, yalanı hakikat gibi göstermeye çalışanlara karşı uyanık olmamız büyük önem taşıyor. Çünkü egemenlerin dünyayı cehenneme çevirmesine engel olabilmenin tek yolu onlara karşı her konuda gardımızı almak, dünyanın tüm işçi ve emekçileri olarak birleşmemizdir.

Bu nedenle UİD-DER Kadın Komitesi olarak, emekçi kadınların emperyalist savaş konusunda gözbağlarını yırtıp atmaları için çalışmalarımızı canla başla sürdürüyoruz. Emekçi kadınları evlerinde ziyaret ediyor, çeşitli fabrikalardan ve mahallelerden emekçi kadınları UİD-DER’de ağırlayarak etkinlikler, buluşmalar düzenliyoruz. İşçi Dayanışması’nda yer verilen yazıları birlikte okuyoruz. Yaşadığımız sorunlara ve çözüm yollarına dair, Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmelere dair sohbet ediyoruz. Bu sohbetlerimizi, sohbetlerden ve İşçi Dayanışması’ndan öğrendiklerini işyerlerine, komşularına taşıyan emekçi kadınlar, savaşlarda kimlerin, hangi sınıfın nasıl tutum aldığını anlatıyorlar. İsrail ile ticari ilişkilerini kesmeyen iktidarın, kârlı anlaşmalar yapan büyük şirketlerin halka boykot çağrısı yapmasının ikiyüzlülük olduğunu ifade ediyorlar. Emekçilerden toplanan vergilerin silahlanma yerine okullarda bir öğün yemeğe, mahallelerde kreşe, sağlık hizmetine ve çevrenin korunmasına harcanmasını istiyorlar. Emperyalist ve haksız savaşlarla soframızdaki ekmeğin azalması arasındaki bağı gösteriyorlar. Kendi sorunlarının, yaşadığı ülkedeki sorunların çözülmesini isteyen bir emekçinin dünyadaki sorunların çözümünü de istemesi gerektiğini anlatıyorlar.

Emekçi kadınlar mücadeleci işçi örgütlerinde doğru fikirlerle tanışıyor. Böylece evde, sokakta, işyerinde ve meydanlarda daha da güçleniyor, haklarının bizzat takipçisi oluyorlar. Bununla da yetinmeyerek artık daha iyi kavradıkları dünyayı değiştirme mücadelesinin bir parçası oluyorlar. Göstermelik tepkiler yerine savaşa karşı anlamlı bir tutum alarak, çevrelerindeki emekçi kadınları UİD-DER ailesine katarak, meydanlara çıkarak güçlerini büyütüyorlar. UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak tüm emekçi kadın kardeşlerimizi mücadelemizi büyütmeye, bu haklı mücadelenin onurunu bizlerle paylaşmaya davet ediyoruz.