
Pek çok işçi kardeşimiz temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını dile getiriyor. Ancak pek bilinmeyen ve dile getirilmeyen çok önemli bir şey daha var: Gizli açlık! Bu kavram, kişilerin enerji açısından zengin ancak besin değeri düşük gıdalarla beslenmesiyle ortaya çıkan durumu tanımlıyor. Gizli açlık deniyor, çünkü karnınızı doyuruyorsunuz ama almanız gereken besin öğelerini almıyor, vücudunuza iyi gelecek besinlerle beslenmiyorsunuz.
Bu şekilde beslenmenin sonucunda sağlığımız için gerekli protein, vitamin ve mineralleri alamıyoruz. Özellikle demir, çinko, iyot, folat, B12, A ve D vitamini gibi mikro besinlerin eksikliği ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Et, yumurta, balık, baklagiller ve sebzeler gibi besin değeri yüksek gıdaları dengeli biçimde tüketmediğimizde yaptığımız şeyin adı aslında beslenmek değil karnımızı hızla kalori yani enerji verecek gıdalarla doldurmak oluyor. Hayat pahalılığı yüzünden etin, sütün ve yumurtanın fiyatı arşa çıkmışken işçi aileleri olarak sağlıklı besinlerle beslenemiyoruz. Veliler beslenme çantalarına karbonhidrat yüklü tek tip gıdalar, poğaçalar, kekler koymaktan şikâyet ediyorlar. Çocuklarımızı kalori içeriği yüksek ancak besin değerleri bakımından zayıf gıdalarla beslemek zorunda kalıyoruz. Ucuz olsun diye marketten aldığımız gıdaların ise doğru düzgün besleyici özelliği yok, hatta zararları çok daha fazla.
Türkiye’de en yaygın görünen mikro besin eksikliği demir, iyot ve D vitamini eksikliğidir. Herkes için eksikliği çok önemli olsa da çocuklarda bu besin öğelerinin eksikliği yani gizli açlığın etkileri çok daha vahim. Sağlıklı ve dengeli beslenemeyen çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişim doğru sağlanmıyor. Bağışıklık sistemi düşen çocuklar daha sık hastalanıyor. Fiziksel gelişimleri erken yaşta duruyor, bodurluk gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Hiperaktivite ve depresiflik de bu tarz beslenmeyle doğrudan alakalı olarak artıyor. Gizli açlık diğer taraftan obezitenin de önünü açıyor. Bu da gelecekte tansiyon, kalp ve damar hastalıkları anlamına geliyor.
Milyonlarca çocuğun gizli açlık riskiyle karşı karşıya olmasını önemsemeyen siyasi iktidar, 2024 bütçesinde Milli Eğitim Bakanlığına okullarda ücretsiz yemek verilmesi için ödenek ayırmadı. Bunun yerine patronlara trilyonlarca liralık vergi affı getirmeyi tercih etti. Çocuklarımızın lokmasından ve sağlığından daha fazla çalınmasına izin vermeyelim. Ücretlerimizin yükseltilmesi, alım gücümüzün artması için birlikte mücadele edelim.