
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), geçtiğimiz günlerde 2023 yılına dair iş cinayetleri raporunu paylaştı. İSİG’in “Yaşamak İçin Örgütlenmek, Direnmek Zorundayız” başlığıyla yayımladığı raporun girişinde de belirtildiği üzere AKP’nin iktidarda olduğu 22 yıl boyunca “ekonomik kalkınma”, “büyüme”, “İleri Türkiye”, “Yeni Türkiye”, “Türkiye Yüzyılı” sözleri eksik olmadı ancak işçilerin hakları gasp edildi, baskılar arttı, alım gücü düştü, güvencesiz çalışma koşulları hayata geçirildi. Sendikal örgütlenmenin önüne koyulan engeller ortalama ücretleri açlık sınırına yaklaştırırken aynı zamanda işyerlerinde kuralsız çalışmayı da yaygınlaştırdı. Sonuç, AKP iktidara geldiği günden bugüne 32 bin 478 işçinin iş cinayetinde hayatını kaybetmesi oldu.
İSİG raporuna göre 2023 yılında en çok iş cinayeti Şubatta meydana geldi. Şubat ayında 261 işçiden 158’i 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybetti, bunların çoğunluğu çöken hastaneler ve otellerde çalışan işçilerdi. Mevsimlik çalışmanın arttığı Haziran-Temmuz-Ağustos ayları Şubattan sonra en çok iş cinayetinin gerçekleştiği aylar oldu. Haziranda 160 işçi, Temmuzda 184 işçi ve Ağustosta 206 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti. Raporda mevsimlik işçilerin ağırlıklı olarak çalıştığı işkollarından olan tarım işkolunda Agrobay işçilerinin verdiği sendikalaşma mücadelesinin önemine de vurgu yapılıyor. İSİG Meclisinin Ağustos ayında yayınladığı raporda tarım işkolunda son on yılda en az 1803 işçinin çalışırken hayatını kaybettiği, sektörde sigortasız çalışma yoğun olduğu için bu sayının görünenden çok daha fazla olduğu belirtilmişti. Kadın ve çocuk işçi ölümlerinin diğer sektörlere oranla daha yüksek olduğu, örneğin çocuk işçilerin ölüm oranının tüm iş cinayetleri ortalamasının yaklaşık 3 katı olduğu ifade edilmişti.
İSİG raporunda 2023’te en çok iş cinayetinin meydana geldiği üç işkolu ve nedenleri şöyle açıklanıyor:
- İş cinayetlerinin yoğunlaştığı (981 işçi ölümü) üç işkolu bulunuyor. “Güvencesiz çalışma”nın hâkim olduğu inşaat, tarım ve taşımacılık. Uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, sigortasız çalışma ve her türlü kuralsızlığın hâkim olduğu bu işkollarında sendikal örgütlenme yok gibi ya da zayıf ve belli mesleklerde öbekleniyor.
- İnşaatlarda dış cephe iskele, çatı, asansör boşluğu vb. yüksekten düşmeler ölümlerin yarıdan fazlasını oluştururken diğer iki temel neden ise ezilme/göçük ile elektrik çarpmaları.
- Özellikle mevsimlik tarım işçilerinin çalıştıkları bölgelere ya da tarlaya yolculuğu sırasında uygun olmayan ulaşım araçlarının kullanılması, eskiyen traktörler, işçilerin barınma-dinlenme-temizlik alanlarının yetersizliği, kene ısırmaları vb. ölümlerin temel nedenlerini oluşturuyor.
- En çok işçi ölümünün meydana geldiği üçüncü işkolu ise taşımacılık. Yoğun çalışma, mobbing, uzun çalışma saatleri, uygun olmayan yollar ve araçlar, beslenme ve uyku düzensizliği vb. sorunlar iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. Ölümlerin yüzde 75’ini trafik kazaları oluştururken diğer önemli bir neden ise çalışma koşullarına bağlı kalp krizleri.
İş cinayetlerinin sektörlere göre dağılımı ise şöyle: Sanayi sektöründe 634, Hizmet sektöründe 534, İnşaat sektöründe 393 ve Tarım sektöründe 371 işçi. Raporda sanayi ve hizmet sektöründe sendikasızlaştırmanın sonuçlarının ortaya çıktığı ve genç işçi ölümlerinin yoğunlaştığı belirtiliyor.
Raporda, sanayi işkollarında iş cinayetlerinin oransal olarak artışı ile birlikte ezilme, patlama, yanma, elektrik çarpması, zehirlenme vb. ölüm nedenlerinde de gözle görülür bir yaygınlaşma olduğu, sağlık ve eğitim emekçilerine yönelik işyerlerinde yaygın bir şiddet yaşandığı, ekonomik kriz, mobbing ve fazla çalışmaya bağlı işçi intiharlarının devam ettiği, aşırı yoğun ve sağlıksız çalışmaya, beslenme, barınma ve yaşam koşullarına bağlı kalp krizi ve beyin kanaması gibi ani işyeri ölümlerinin artarak sürdüğü belirtiliyor. Sıcakta, rüzgârlı, fırtınalı havada çalıştırmanın da 2023 yılında yaşanan iş cinayetlerinin nedenlerinden olduğu ayrıca vurgulanıyor.
2023 yılında 14 yaş altı 22 çocuk, 15-17 yaş arası 32 çocuk/genç, 18-29 yaş arası 396 genç işçi çalışırken hayatını kaybetti. Rapor bir başka çarpıcı veriyi daha ortaya koyuyor: 60’lı 70’li yaşlarda işçiler inşaatlarda, tarımda, sokakta atık toplarken, düşerek, zehirlenerek, trafik kazasında öldü. 50 yaş ve üzeri en az 549 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti.
Yüzde 56’sı Suriyeli ve Afgan olmak üzere 2023 yılında en az 106 mülteci/göçmen işçi çalışırken hayatını kaybetti. Raporda mülteci/göçmen işçilerin ‘harcanabilir işçiler’ olarak görüldüğü, hemen hemen hiçbir kural olmadan uzun çalışma saatlerinde, en düşük ücretle, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadan ‘en dipte koşullarda’ çalıştırıldıkları belirtiliyor.
İSİG Meclisi, hayatını kaybeden işçilerin yüzde 97’sinin sendikasız olduğunu belirterek sendikalı olmanın önemine bir kez daha vurgu yapıyor. Ancak yüzde 3’ünün sendikalı olmasından da haklı olarak şu sonucu çıkarıyor: “Sadece sendikalı olmak yetmez örgütlü de olmak gerekir”. Türkiye işçi sınıfı örgütsüzlüğünün bedelini sadece düşük ücretlerle, büyüyen yoksullukla değil iş cinayetleriyle, meslek hastalıklarıyla da ödüyor. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması, sendikaların mücadeleci bir çizgiye çekilmesi, sendikal mücadelenin ücret mücadelesiyle sınırlı tutulmaması için birliğimizi ve mücadelemizi büyütelim.