
Afganistan, Irak, Libya, Yemen ve Suriye’yi cehenneme çeviren egemenler, bundan tam iki yıl önce, 24 Şubatta Ukrayna’yı da ateşe verdiler. İki emperyalist kampın, Batı emperyalizmi ve Rusya-Çin emperyalizmi kampının Ukrayna toprakları üzerinde kozlarını paylaşmaları, yüz binlerce insanın ölmesine, yaralanmasına, milyonlarcasının yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmasına neden oldu. Ukrayna’da savaş sürerken geçtiğimiz Ekim ayında Üçüncü Dünya Savaşına yeni bir halka daha eklendi, bu kez Filistin halkı İsrail bombaları altında cehennemi yaşıyor. Beşinci ayını doldurmak üzere olan İsrail’in Gazze’ye saldırısında şu ana kadar 30 binden fazla insan öldü, on binlercesi yaralandı. Gazze’de daracık bir alana sıkışan 2 milyon insan bombalar altında, aç susuz, elektriksiz ve ilaçsız yaşam savaşı veriyor.
Ukrayna’yı, Ortadoğu’yu, Gazze’yi kan gölüne çevirenler emperyalist kapitalist güçlerdir. Bu savaş dünyaya hangi emperyalist yağmacı gücün hâkim olacağının savaşıdır. İşçi sınıfının sömürüsünden en büyük payı kimin alacağının savaşıdır. Yeryüzü kaynaklarını kimin yağmalayacağının savaşıdır. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü bu savaş, kendine özgü yöntemlerle yürüyen Üçüncü Dünya Savaşının bir halkasıdır. ABD liderliğindeki Batı emperyalizmi ile Çin ve Rusya, bu güçlerin arkasına yedeklenen bölgesel güçler bu savaşın taraflarıdır.
Ukrayna savaşı başladığında şunları söylemiştik: “ABD emperyalizmi ve NATO Ukrayna’yı Rusya’nın nüfuz alanını daraltmak ve emperyalist rekabette zayıf düşürmek üzere silahlandırıp kullanıyor. Ancak bu durum Rusya’nın emperyalist bir savaş başlattığı gerçeğini değiştirmez! Bu durum, Rusya’nın da ABD kadar ikiyüzlü olduğunu, halkların üzerine bomba yağdırarak yeni acılar ve ölümler yaşatmak konusunda hiçbir tarafın diğerinden aşağı kalır yanı olmadığını gösterir ancak. Bu nedenle, ABD’nin emperyalist politikalarına karşı çıkarken, Rusya’nın emperyalist politikalarını haklı göstermeye dönük argümanlar kabul edilemez! Unutmayalım ki Rusya veya Çin gibi güçler de emperyalist çıkarlarına göre hareket ediyorlar.”
Ukrayna savaşı başladığında Rusya’yı saldırganlıkla, katliamla suçlayan Batılı emperyalistler, İsrail Gazze’ye saldırdığında ise büyük bir ikiyüzlülükle ona destek verdiler. İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söyleyerek çocuk, kadın, yaşlı demeden on binlerce insanın katledilmesine göz yumdular. Gerçek bu olduğu halde her iki kamptan emperyalist güçler, savaştan asıl zarar gören emekçileri kendi kamplarından yana taraf olmaya zorluyorlar. Bunun için her türlü rezilce yalanı söylemekten, bu yalanlara inanmayan emekçileri baskı ve şiddetle bastırmaktan geri durmuyorlar. Ama bizim kampımız sömürücü egemenlerin kampı olamaz. Bizim kampımız, egemenlerin baskı ve karartmalarına, yalanlarına ve düşmanlaştırma politikalarına rağmen meydanlarda, sokaklarda, fabrikalarda “Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır” diye haykıran emekçilerin kampıdır. Barışı gerçekten isteyen, haksız ve emperyalist savaşlardan hiçbir çıkarı olmayan işçi sınıfının kampıdır.
Biliyoruz ki emperyalist savaşı doğuran kapitalist sömürü düzeni var olduğu sürece haksız ve emperyalist savaşlar da olmaya devam edecek. Bu savaşlarda acı çeken, ölen, yerinden yurdundan olanlar bizim sınıfımızın evlatları olacak. Gerçek tüm çıplaklığıyla ortadadır: Emperyalist savaş işçi ve emekçiler için yıkım, ölüm, acı demektir. Savaşa son verecek, kapitalist sömürü düzenini yıkacak olan tek güç işçi sınıfıdır. Ayağa kalkarak “artık yeter” diyen işçi sınıfı, eninde sonunda bu zulüm düzenini yıkacak ve yepyeni bir dünya kurarak insanlığı hak ettiği barışa ve özgürlüğüne kavuşturacak!
Emperyalist Savaşa Hayır!
Yaşasın Halkların Kardeşliği
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik ve Dayanışması!