
Ah! Mümkün olsa acıdan sevinç sevinçten umut yapardım bölüp yüreğimi acılara dünyadaki bütün çocuklara sevgi satardım Ah! Mümkün olsa rüzgâr olur eserdim bozkırlarda dağ bayır dolaşır usulca odalarına sızardım çocukların üstlerini örter alınlarından öper sonra her gece bir masal anlatır usulca çekip giderdim Ah! Mümkün olsa bozkırda ağaç olurdum her bahar yeşerip meyve verirdim çocuklara her yaz sonra döküp yapraklarımı sonbaharda savrulup giderdim rüzgârlarla Ah! Mümkün olsa ulu bir çınar olurdum yağmurla yıkardım saçlarımı rüzgârla kurulardım sevgiden bir elbise giyip çocukları kucaklardım her kış Ah Mümkün olsa yol başlarında soğuk bir pınar olurdum gezerdim diyar diyar su verirdim bağrı yanmışlara üstümde pırıl pırıl güneş dallarda cıvıl cıvıl kuşlar akıp giderdim sonsuza Ah! Mümkün olsa toprak olurdum buğday yetiştirirdim bağrımda gül olur açardım bağ bahçe çocuklara salardım kokumu bulut olur billurdan damlalar dökerdim yağmur olur yağardım damla damla çisil çisil yağmurun yağmadığı ülkelere Ah! Mümkün olsa savaştan barış barıştan insan yapardım acıdan sevinç sevinçten umut umuttan dostluk yapardım kurşun yerine çocuklara her sabah şiir atardım Ah! Mümkün olsa güneş olur her sabah umutla doğardım yeniden sevgiyle bakardım insanlara umutla bakardım, dostlukla gelecek güzel aydınlık günlere