
Sevgili işçi kardeşlerim,
Sermaye sınıfı, burjuvazi, sağıyla soluyla, iktidarıyla muhalefetiyle bir bütündür ve yoksul halka, işçi sınıfına düşmandır. Ancak bu utanmaz sınıf ve politikacıları, bizleri kandırmak için yapmadıklarını bırakmazlar. Zamları gözümüzden kaçırmak için “düzenleme”, “güncelleme” gibi kelimeler kullanırlar. Tıpkı zeytinin fiyatını 300 lira yerine 299 lira yazıp bizi kandırmaya çalışmaları gibi. İşte bu şekilde gözümüzü boyamaya, aklımızı bulandırmaya çalışırlar.
Bir halk ekmek kuyruğunda...
Yoksul komşularımızdan Gürbüz Amca, Halk Ekmek büfesi önünde kuyrukta beklerken, iki büklüm yaşlı bir teyzenin “ekmek hiç bu kadar pahalı olmamıştı” dediğini aktarmıştı bana. Kendisi de aynı sözleri tekrarlayıp duruyordu. Ona, “Gürbüz Amca, birlik olursak ve hep birlikte üstlerine yürürsek ne olur sence?” diye sordum. Gülümsedi ve şöyle dedi: “O zaman olur işte! Korkudan ölürler vallahi!”
İzmir Büyükşehir Belediyesinin Halk Ekmek üreten Grand Plaza Gıda Turizm A.Ş. adlı şirketinin web sitesinde şöyle yazıyor: “İzmir’de yurttaşın imdadına Halk Ekmek yetişiyor.” Ama gerçek bu mu? Bu şirket, belediyeye ait bir taşeron firmadır. Halk Ekmek, yakın zamana kadar Kent Ekmek adıyla biliniyordu, geçtiğimiz günlerde 3 lira zam yaparak 5 liralık ekmeği 8 liraya çıkardı. Ama bunu “zam” olarak değil, “fiyat düzenlemesi” olarak duyurdular! Aynı AKP’nin fahiş zamları “güncelleme” diyerek yutturmaya çalışması gibi… Aralarındaki fark ne?
Yoksulluk arşa çıktı
2009 yılında, Kent Ekmek olarak üretime başlayan bu sistem, ilk olarak 26 yoksul mahallede satışa başlamıştı. Bugün ise 102 noktada Halk Ekmek büfesi var. Bu tablo bize ne söylüyor? 2009’a göre yoksulluk daha da arttı! Gelecekte daha da artacak! Yoksullar, bir ekmeğe ulaşmak için daha uzun kuyruklarda bekleyecek! Üstelik Halk Ekmek gerçekten halka yetecek kadar ekmek üretiyor mu? Eğer üretiyor olsaydı, büfe sahipleri öğle saatlerinde kepenk kapatıp “ekmek bitti” diye çekip gitmezdi!
Halk Ekmek üretim fabrikası da satış büfeleri de taşeron sisteme bağlı. CHP belediyeleri sözde taşeron sistemine karşı olduklarını söylüyorlar, ama kendileri de taşeron sistemiyle çalışıyorlar. Özetle: AKP-MHP ne kadar işçi ve emekçi düşmanıysa, CHP de aynı şekilde yoksulların düşmanıdır!
Sınıfımız belli, peki bilincimiz?
Sevgili işçi kardeşlerim,
Biz işçiyiz, emekçiyiz, emekliyiz, işçi çocuğuyuz! Yani sınıfımız belli! Ancak... Eğer işçi sınıfının bilinciyle beslenmiyorsak, eğer zihnimiz kendi sınıfımızın tarihsel mücadelesini bilmiyorsa, burjuvazi bizi her seferinde kandıracaktır! Onlar için biz, çocuk gibi kandırılacak bir sürüyüz. Ama eğer sınıf temelinde örgütlü olursak, bu aşağılık burjuvazinin oyunlarına gelmeyiz! Bizim imdadımıza yetişecek olan, kendi ellerimiz, kollarımız ve örgütlü sınıf kardeşlerimizdir!
Son söz: Birlik olmazsak aç kalırız!
Ekmek hiç bu kadar pahalı olmamıştı, ama elimiz kolumuz bağlıymış gibi sadece şikâyet ederek buna çözüm bulamayız! Sınıf bilinciyle hareket etmezsek, daha uzun ekmek kuyruklarında bekleriz! Burjuvazi, bizi bölmek için her şeyi yapar. Ama biz işçiler birlik olursak, korkudan ölürler! O yüzden haydi işçi kardeşlerim, birleşelim! Çünkü ekmek, en çok işçi sınıfının hakkıdır!