
Sevgili işçi kardeşlerim,
“Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
Anam, bir gün izlediği bir dizide, ezilen insanların bir zorbanın baskısına boyun eğdiğini görmüştü. Zamanla içlerinden biri, fısıltıyla “birlik olmalıyız” demeye başladı. Ama sesine kulak veren çok azdı. Sonra yavaş yavaş, birer ikişer birlik olmaya doğru adım attılar. Ancak aralarında efendinin ispiyoncuları, yalakaları vardı. Bunlar, birlik olma çağrısı yapanları susturmak için peşlerine düşmüştü. Anam, diziyi izlerken heyecan içinde, “o meymenetsizin yanında konuşmayın, sesinizi duyacaklar” diye söyleniyordu. Fabrikalarda, işyerlerinde işçilerin örgütlenmeye başlaması da bir işçinin diğerine “birlik olmalıyız” demesidir.
Anam, dizide ezilenlerin birleşmesini bekliyordu. Çünkü kendisi de bir ezilendi. Hayatı boyunca ezilmiş, itilmiş bir kadındı. Tarih boyunca hep böyle olmadı mı? Azınlık, çoğunluk üzerinde baskı kurdu. Bir yanda ezenler, diğer yanda ezilenler vardı ve ezilenler ancak birlik olduklarında zulme karşı koyabileceklerini gördüler. Mücadele edenler, yenile yenile kazanmayı öğrendiler. Mücadele deneyimlerini gelecek kuşaklara miras bıraktılar. İnsanlık tarihi, ezilenlerin, ezenlere karşı verdikleri mücadelelerle doludur. Bu mücadeleler, ne olursa olsun ezilmişlerin kalbinde yer tutmaya devam eder.
Meseleye sınıfsal bir perspektifle bakarsak, her şeyin temelinde sınıf mücadelesi olduğunu görürüz. İşçi sınıfı olarak, örgütlü mücadele içinde yer almadığımız sürece doğru yolu bulamayız. Bu noktada UİD-DER’in neden doğru adres olduğunu örneklerle anlatmak istiyorum:
UİD-DER, işçi sınıfının uluslararası mücadele örgütüdür. Dünyanın dört bir yanındaki işçilerin birlik olması için mücadele eder.
UİD-DER, gerçek anlamda bir işçi örgütlenme okuludur. Buraya katılan her işçi, sınıf mücadelesinin tarihini öğrenir ve kavrar. Sömürücü sınıfların sonuncusu olan kapitalizmin nasıl ortaya çıktığını, nasıl işlediğini ve nasıl yenileceğini anlar.
UİD-DER’de boş laflara ve caka satmaya yer yoktur. Buradaki tek amaç, bir işçi kardeşimizin daha örgütlü mücadeleye katılmasını sağlamaktır.
Ben de UİD-DER saflarında mücadele eden işçi kardeşlerim gibi birlik olmanın önemini defalarca dile getirdim, getirmeye de devam ediyorum. Her tanıştığım, sohbet ettiğim işçi kardeşime “birlik olmalıyız” diyorum. Çünkü bu, geleceğe tohum ekmek gibidir. Öğrendiklerimizi öğretmeye, kavradıklarımızı başkalarına kavratmaya çalışıyoruz. Amacımız, denizin derinliklerinde inci bulmaya çalışan bir dalgıç gibi, örgütlü mücadeleye katılacak işçi kardeşlerimizi bulmak.
UİD-DER ile yolu kesişen her işçi, ilk başta birlik olma çağrılarına şüpheyle bakar. “Kim birlik olacak?”, “Kimse birlik olmaz.”, “Kimseye güvenilmez” diyebilir. Ama örgütlü mücadelenin içinde yer aldıkça, işçiler bu düşüncelerin, sermaye sınıfının beynimize soktuğu yalanlar olduğunu fark ederler. Örgütlü mücadelede yer alan her işçi, asıl düşmanın işçileri bölmek için her yolu deneyen burjuvazi olduğunu anlar. Ve sınıf kardeşlerine güvenmeyi, mücadele içinde öğrenir.
Örgütsüz işçiler, sanki kapitalist düzen ezelden beri varmış ve ilelebet sürecekmiş gibi bir inanca sahiptir. Ama bu büyük bir yalandır! Kapitalizm, tarih sahnesine 1700’lü yılların ikinci yarısında çıkmıştır. Yani 300 yıldan bile kısa bir geçmişi vardır. Sermaye sınıfı, işçi sınıfının örgütlenmesini ölümüne korkuyla izler. Bugün en sıradan bir grev bile patronları korkutuyor. Patronlar, mücadeleyi anlatan filmlerden, dizilerden, tiyatrolardan, romanlardan bile ödleri koparak nefret ediyorlar. Çünkü biliyorlar ki bilinçlenen işçiler, örgütlü işçilere dönüşür. Burjuvaların korkularını gerçek kılmak bizim elimizde. Bunu başarabilmek için işyerlerimizde, sendikalarımızda, UİD-DER’de, örgütlenmeliyiz!
Hadi siz de birlik olun, korkmayın!