
ABD’de yüzbinler haykırdı: “Demokrasiden, haklarımızdan, göçmenlerden elini çek!”
5 Nisanda ABD’nin 50 eyaletinde 1200 gösteri gerçekleşti. Yüzbinlerce insan yeniden başkan seçilen Donald Trump ve Hükümet Verimliliği Bakanı yapılan Elon Musk’ın politikalarına karşı meydanlara çıktı. “Elini Çek!” başlığıyla düzenlenen protesto gösterilerine sendikalar ve demokratik kitle örgütleri de destek verdi.
Trump ve Musk’ın ilk icraatları kamu bütçesinin kısılması, işten çıkarmalar ve göçmen karşıtı politikaların devreye sokulması oldu. Büyük şirketlere vergi indirimleri yapılırken, kamu hizmetlerinde kesintiler yapılıyor. Sağlık hizmetine erişim zorlaştırılıyor. Geçen sene Filistin’le dayanışma eylemleri yapılan üniversitelere soruşturma açılıyor, göçmen öğrenciler sınır dışı ediliyor, vizeleri iptal ediliyor. ABD’li emekçiler, birkaç ay içinde gerçekleştirilen tüm bu saldırılara tepki gösteriyor ve “Demokrasiden, haklarımızdan, göçmenlerden elini çek!” diyerek Trump’ın ve Elon Musk’ın istifasını talep ediyorlar.
abd_t.webp [1]

Sendikal baskıların arttırılması, toplu sözleşme süreçlerinin zorlaştırılması, kimi grev kısıtlamaları nedeniyle sendikalı işçiler de meydanlardaydı. Sendika yöneticileri tarafından yapılan konuşmalarda “Sendikalarımızdan, işçi haklarından, toplu sözleşmelerimizden, demokrasiden ve özgürlüklerden elini çek! Boyun eğmeyeceğiz!” denildi. Trump’ın ekonomi politikaları ve işçi haklarına yönelik saldırıları önümüzdeki süreçte ABD’de işçi ve emekçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştıracak. Bu nedenle sendikalar ve sendikalı işçiler Trump karşıtı protestolara güçlü bir şekilde katılıyor, taleplerini birlikte haykırıyorlar.
Tüm dünyada egemenler demokratik hak ve özgürlüklere yönelik saldırılarını arttırıyorlar. Baskıcı ve anti-demokratik uygulamalara hız veriyorlar. İşçi ve emekçiler sefalete itilirken sermaye sahipleri ihya ediliyor. Saldırılar artarken zorbalıklara sessiz kalmayanların, değişim isteyenlerin sayısı da artıyor. Sadece son birkaç ayda Sırbistan, Yunanistan, Türkiye ve ABD kitlesel protesto gösterilerine ve değişim arzusunun meydanlara yansımasına şahit oldu. İşçilerin bu mücadele dalgasına kendi örgütleri ve talepleriyle dâhil olması büyük önem taşıyor.
İspanya’da 100 binler yüksek kiralara karşı meydanlara çıktı
ispanya.webp [2]

İspanya’da, 5 Nisanda yüzbinlerce işçi ve emekçi yüksek kiraları protesto etti. Barcelona, Valencia, Sevilla gibi büyük şehirler başta olmak üzere 40’tan fazla merkezde eylemler yapıldı. Başkent Madrid’deki protestoya 150 bin kişi katıldı.
İşçi ve emekçiler, kiraların astronomik seviyelere çıkmasını, gençlerin ve düşük gelirli ailelerin konut sahibi olamamasını, büyük emlak şirketlerinin uygulamalarını protesto ettiler. Dev emlak şirketlerinin kiraları arttırarak konutları yatırım aracına dönüştürmesine ve emekçilerin barınma hakkını gasp etmesine tepkilerini dile getirdiler. Devletin, bu durumu engellemeye yönelik hiçbir adım atmamasına, şirketlere kolaylık sağlamasına öfkelerini haykırdılar. Ana kitlesini dar gelirli aileler ve gençlerin oluşturduğu gösteride, maaşların hızla artan kiralar karşısında düşük kaldığını belirten emekçiler, ev kiralamakta ve almakta zorlandıklarını ifade ettiler. Konut sorununun sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorun haline geldiğini vurgulayan gençler, hükümetten bu alanda somut önlemler almasını talep ettiler.
Barınma hakkı işçi ve emekçilerin temel ihtiyaçlarından biridir. Ancak yüz milyonlarca insan için bu hak temel bir sorun olmaya devam ediyor. Barınma sorununu tek tek işçiler olarak değil, örgütlü ve kitlesel bir mücadele ile birleşerek çözüme kavuşturabiliriz.
İtalya’da silahlanma protesto edildi: “Füzelere değil, yeni hastanelere ihtiyacımız var!”
italya_w.webp [3]

İtalya’nın başkenti Roma’da Avrupa Birliği’nin yeniden silahlanma planına karşı büyük bir protesto gösterisi düzenlendi. 5 Nisanda bir araya gelen on binlerce kişi, Avrupa’nın askeri sanayi kompleksine 800 milyar avro (875 milyar dolar) harcama planına karşı çıkarak, “Yeniden silahlanmaya hayır” pankartı taşıdı.
Beş Yıldız Hareketinin çağrısıyla yapılan mitingde silahlanmaya ayrılan bütçenin sağlık, eğitim ve iş alanlarında daha fazla kesintiye yol açacağının altı çizildi. Savaşa değil, emekçi halkın ihtiyaçlarına öncelik verilmesi istendi. Eyleme katılanlar “Füzelere değil, yeni hastanelere ihtiyacımız var!” diye haykırdılar.
Emperyalist savaş büyüdükçe silahlanma hızı da artıyor. Kapitalistlerin güç ve yağma savaşı büyüyor, milyonlarca emekçinin yaşamını söndürüyor. Ancak bu savaş sadece silahların patladığı coğrafyaları etkilemiyor. Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlamaya girişiyorlar. Bu nedenle işçi ve emekçilerin, kendilerini sefalete ve ölüme sürükleyen bu sömürü ve zulüm düzenine karşı mücadeleye çekilmesi önem taşıyor. Sömürüye ve emperyalist savaşa hep birlikte hayır demek, kapitalizme son vermek için örgütlenmekten ve mücadeleden başka bir yol bulunmuyor.