
Gebze’den bir petrokimya işçisi: Bugün işçiler olarak hayatımızın büyük bir kısmını işyerlerinde çalışarak geçiriyoruz. Büyük çoğunluğumuz yoğun bir tempoyla günde en az 8 saat çalışıyoruz. Peki çalışma koşullarımız neden düzelmiyor? Kış gelir, işyerlerinde üretim alanlarında soğuktan donarız. Yaz gelir, içerde havasızlıktan, sıcaktan bunalırız. Çalıştığımız makinalarda, tezgâhlarda, sevkiyat alanlarında belimiz bükülür, kaslarımız erir ve eklemlerimiz kireçlenir veya zehirli gazlar, dumanlar ve tozlar yüzünden birçok hastalığa yakalanırız. Makinalara parmağımızı, kolumuzu, uzuvlarımızı kaptırırız. Üstüne üstlük geçinebileceğimiz bir ücreti bile çok görür patronlar bize. Ta ki biz işçiler olarak “bu koşullarda çalışmak istemiyoruz” deyip işyerlerimizde bir araya gelinceye kadar. Çalışma koşullarımızı düzeltmek elbette kolay değil. Fakat işçiler olarak işyerlerinde, mahallelerde, meydanlarda bir araya gelirsek taleplerimizi patronlara kabul ettirebiliriz. İşte 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan haykırmalıyız. “YAŞASIN 1 MAYIS YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!”
Gebze’den metal işçisi bir kadın: Siyasi iktidar, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. Yılın ilk çeyreğini geride bıraktığımız bu dönemde yaşadığımız sorunların daha da katlanması Aile Yılı söyleminin altı boş bir söylem olduğunun ispatıdır. Açıklandığı dönemde bir emekçi ailesinin ev kirasını dahi karşılamayan asgari ücret, geride bıraktığımız dört ayda hayat pahalılığı karşısında daha fazla değer kaybetti. Alım gücümüz daha da düştü. Dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını bile karşılamayan asgari ücrete 6. ay zammı hükümetin gündeminde yok. Geçim derdine düşen emekçiler iktidarın umurunda bile değil. Bugün pek çok genç, aile kurmaktan çekiniyor. Gençler kaldıramayacakları yükün altına girmek istemiyor. Öte yandan çalışan annelerin yaşamını kolaylaştıracak, işyerlerinde emzirme odaları ve kreşler açılması, doğum ve emzirme izinlerinin uzatılması gibi düzenlemeler de aileyi önemsediklerini iddia edenlerin gündemine girmiyor. Okullarda bir öğün ücretsiz yemek talebine kulak tıkayan hükümet, çocuğunun beslenme çantasına ne koyacağını kara kara düşünen anneleri umursamıyor. Fakat her fırsatta “en az 3 çocuk” demekten de geri durmuyorlar. Üzerimize yıkılan dağ gibi sorunların altından kalkmak, taleplerimizi dile getiren sloganları haykırmak için emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs meydanlarında buluşalım. Sorunlarımızı bizi aldatmak isteyenlerden medet umarak değil, sınıfının safında birleşen emekçi kadınlar olarak çözebiliriz.