Sabahın ilk anlarına değin usulünce bekledikleri güneşin, en uzun huzmeleri mahallerinden içeri girdiğinde onlar çoktan bulut gibi yüklenmişlerdi. Öyle üstünkörü değil, öyle aniden değil, yarım yamalak değil; biriktirmiş de planlamış da gelmişlerdi. Hazırlardı, yağacaklardı… İşareti gözlüyorlardı. Sabahın ilk saatlerinden beri birlikteydiler. Kimisi direngen bir rüzgârın hayallerine ortak olup gelmişti; kimisi hemencecik orada buhar olup aralarına katılmıştı. Her hallerinden belliydi, renklerinden, birlik oluşlarından, heybetli duruşlarından… Yağmur olup akacaklardı. Bu heybetli bulutların her hallerinden belliydi. Yağmur olup akacaklardı. Kocamış Apollon’un “Körler Ülkesi” işçi sınıfını ağırlamaktaydı. Kırmızı şapkalarıyla UİD-DER’liler yağmur olup, denizin olduğu yöne, kalabalığa doğru akacaklardı.
Kalabalığa alışık Kalkedon kalıntıları, sere serpe uzanan kocamış bir ihtiyara benziyordu. Tarihe damgasını vurmuş bu ülke, uzunca bir süredir çağımıza Haydarpaşa Kazı Alanından göz kırpmaktaydı. Kalkedon adeta Haydarpaşa’ya uzanan raylardan işçi geçişlerini izliyordu. Şahidi olduğu savaşlar, ona meydan okuyan kahramanlar, onu sil baştan düzenleyen imparatorlar, şimdilerde onun koynunda birer arkeolojik kalıntıydılar. Perslerden Romalılara, Paganlardan Müslümanlara, mendireklerden tanrı heykellerine, tapınaklardan mezarlara, sokaklardan caddelere koca ihtiyar bir kalıntı. Haydarpaşa kazı alanı genç işçilerin pankartlarıyla ilk kez karşılaştı. Bunlar ne agoralarında dolanan tüccarlara benziyordu ne de kendisini Bizantion Kuşatmasında yerle bir eden Septimius Severus’un acımasız ordusuna. Bunlar tarihin neşeli ozanlarıydılar. Kırmızı şapkalarıyla o sınıfsız geleceğe akmaktaydılar.
Ha yağdı ha yağacak, ha yağdı ha yağacak derken haber geldi. Şimdi akma zamanıydı. Bardaktan boşalırcasına yüreklerden bütün uzuvlarına kan pompalandı. Neşeli ozanlar baştan aşağı dayanışmayla ıslanmışlardı. Hemen sıraya girildi. Pankartlar yükseltildi. Yelken flamalar göğü kırmızıya boyadı.
Çocuklar ve kadınlar önden, peşi sıra uçsuz bucaksız bir heyecan… Hadi yağ şimdi. Yıka akıp gittiğin yerleri. İşçi sınıfının UİD-DER’i, ak da yeşillensin kurumuş topraklar. Yağ da bereketlensin 1 Mayıs meydanı.
1 Mayıs günü bize yaşattığın onur verici duygular için teşekkürler UİD-DER.