
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair eylem programını 16 Haziranda açıkladı. Buna göre 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında KESK’e bağlı sendikalar taleplerini açıkladıkları eylemler gerçekleştirecekler.
Bu program çerçevesinde Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Eğitim Sen 18 Haziranda, Büro Emekçileri Sendikası BES 19 Haziranda Türkiye genelinde ve bakanlıklar önünde basın açıklamaları gerçekleştirdi.
Eğitim Sen’in Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada “Haklarımız, Taleplerimiz ve Geleceğimiz İçin Satış Sözleşmesi Değil, Grevli Toplu Sözleşme İstiyoruz!” yazılı pankart açıldı. “Sadaka Değil Gerçek Sözleşme”, “Laik, Bilimsel, Anadilde Eğitim”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Toplu Sözleşme Hakkımız Grev Silahımız”, “Güvenceli İş Güvenli Gelecek İstiyoruz” sloganları atıldı.
Eylemde konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, 7 dönemdir yapılan toplu sözleşmelerin maaş zammına indirgendiğini, kamu emekçilerinin demokratik, sosyal ve özlük haklarının sürekli ötelendiğini, eğitim emekçilerinin susturulmak istendiğini söyledi. Artan enflasyon, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve çalışma yaşamındaki esnekleşmenin kamu emekçilerini güvencesizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı içine hapsettiğini belirten Irmak, bunun sorumlusunun emekçileri masada temsil edemeyen yetkili sendika ve siyasal iktidar ortaklığı olduğunu vurguladı. Irmak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu nedenle, yalnızca ekonomik değil sosyal, özlük, demokratik ve mesleki haklarımızı da kapsayan bütünlüklü bir mücadele yürütüyoruz. Taleplerimiz yalnızca bizim değil eğitim hizmeti alan milyonlarca öğrenci ve veli adınadır. Çünkü biliyoruz ki eğitim emekçisinin yaşadığı her sorun, eğitimin niteliğine doğrudan yansımaktadır.”
Eğitim Sen’in TİS talepleri şöyle sıralandı:
- En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, reel enflasyon esas alınarak maaşlardaki alım gücü kaybı telafi edilmeli, refah payı uygulaması hayata geçirilmelidir.
- Taban aylık yükseltilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı, ek ders ücretleri yüzde 50 artırılmalı ve temel maaşa orantılı hale getirilmelidir.
- Gelir vergisi dilimleri adil hale getirilmeli, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı yoksulluk sınırı altındaki ücretlilerde vergi yüzde 10’a sabitlenmelidir.
- Kira, yakacak, çocuk, kreş, ulaşım gibi tüm sosyal yardımlar artırılmalı, kira yardımı dâhil temel yaşam giderlerine destek sağlanmalıdır.
- Eğitim ödeneği, tüm eğitim ve bilim emekçilerine en az bir maaş tutarında verilmelidir.
- Ücretli, sözleşmeli ve vekil öğretmenlik uygulamaları kaldırılmalı, tüm öğretmenler kadrolu ve güvenceli olarak istihdam edilmelidir.
- Öğretmen alımında mülakat kaldırılmalı, güvenlik soruşturması, arşiv araştırması gibi antidemokratik uygulamalara son verilmeli, liyakat esas alınmalıdır. KHK ile haksız ve hukuksuz olarak ihraç edilen eğitim ve bilim emekçileri görevlerine iade edilmelidir.
- 3600 ek gösterge tüm eğitim ve bilim emekçilerine verilmelidir.
- Geçmişe dönük cezai ve idari sicil kayıtları affa tabi tutulmalı, sicil affı hayata geçirilmelidir.
- Angarya çalışmaya son verilmeli, mesai saatleri dışı görev tanımlarına son verilmelidir.
- Kamusal ve parasız kreşler tüm kamu kurumlarında açılmalıdır.
- Kadınlara yönelik mobbing ve ayrımcılığa karşı etkin yasal düzenlemeler yapılmalı, İstanbul sözleşmesine geri dönülmelidir. Eşit işe eşit ücret uygulanmalı, mali ve sosyal haklar tüm kamu kurumlarında standart hale getirilmelidir.
- MEB bünyesindeki idari ve teknik personelin özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Akademik ve idari personelin ekonomik, sosyal ve demokratik hakları güvence altına alınmalı, üniversitelerdeki güvencesizlik ve ücret adaletsizlikleri giderilmelidir.
- Kamusal eğitimin piyasaya açılarak ticarileştirilmesine ve ÇEDES benzeri projelerle dinselleştirilmesine son verilmelidir.
- Her öğrenciye ücretsiz, sağlıklı bir öğün yemek ve temiz su sağlanmalıdır.
- İlk etapta acilen 150 bin öğretmen ataması yapılmalı ve öğretmen açıkları hızla kapatılmalıdır.
BES de Türkiye’nin pek çok kentinde toplu sözleşme taleplerini açıkladığı eylemler gerçekleştirdi. Eylemler sırasında “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “İnsanca Çalışmak İstiyoruz”, Direne Direne Kazanacağız”, “Mülakat Emek Hırsızlığıdır”, “Kamusal Kreş Hakkımızdır” sloganları atıldı.
Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasında konuşan BES Genel Başkanı Özer Avanaş, iktidarla toplu sözleşme görüşmelerini yürüten yetkili sendika konfederasyonunun her toplu sözleşmenin ardından büyük kazanımlar elde etmekle övündüğünü, ancak üç ay sonra emekçilerin ekonomik kayıplar yaşamasıyla iktidardan kayıpların giderilmesine yönelik talepte bulunmaya başladığını belirtti. Bunun bir ortaoyunu olduğunu belirten Avanaş, buna izin vermeyeceklerini vurguladı.
BES’in TİS talepleri şöyle sıralandı:
- En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın, Başta seyyanen zam olmak üzere bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılsın.
- Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilsin ve adil bir ek gösterge düzenlemesine gidilsin.
- 5510 sayılı kanunun ortaya çıkardığı mağduriyetler giderilsin.
- Bütün kamu emekçilerine kira yardımı yapılsın.
- Söz verildiği halde kaldırılmayan mülakat haksızlığına son verilsin.
- 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiye ve ek ödemelerin hemen ödenmesi için düzenleme yapılsın.
- Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri tüm ebeveyn ve çocuklar için bir hak olarak tanımlansın, bu konuda yasal düzenlemeler bir an önce yapılarak uygulamaya geçirilsin.
- 0-6 yaş grubu çocuklar için en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu işyerlerinde çalışma alanına yakın ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılsın.
- Bakım hizmeti veren kurumlarda çalışanlar çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almış olmalı ve her türlü ayrımcılık pratiğinden ve söylemlerinden uzak durmalıdır.
- Kreşlerin denetim ilkelerinin belirlendiği bir yönerge çıkartılmalı, kreş denetimleri ebeveynlerin de içinde bulunacağı, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı çalışan sosyal çalışmacılar ve ilgili uzmanların istihdam edileceği düzenlemeler yapılmalıdır.
- Doğum izni bitiminden çocuğun ilköğretime başlayacağı süreye kadar ebeveynlerin 6 ay dönüşümlü olarak kullanabilecekleri iki yıl ücretli ebeveyn izin hakkı için acil yasal düzenleme yapılmalıdır.