İsrail bir tarafta İran ile savaşırken diğer taraftan da Gazze’ye yönelik saldırılarına devam ediyor. Bölgeden gelen haberler ve görüntüler bize Siyonist rejimin insanlık dışı katliamlarının yeryüzünde hiçbir vicdana, hiçbir insanlığa sığmadığının en büyük kanıtı. Kimi kapitalist devletlerse bu katliamı kınamakla yetiniyor; soğuk, sağduyudan uzak, çıkarcı mesajlarıyla saldırılara sözde karşı çıkarak göz boyuyorlar. Hâlbuki devam eden ticari anlaşmalar gösteriyor ki mesela Türkiye’deki mevcut rejimin, Gazze’ye desteği aslında göz boyamadan ibaret. İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliam, savaşın yalnızca emekçiler, işçiler ve doğa için acı bir gerçeklik olduğunu; kapitalist egemenler içinse sürdürmekte oldukları ticari anlaşmalardan ve yeni rant ve paylaşım alanlarından ibaret olduğunu bir kez daha gösteriyor.

İsrail 9 Haziranda bebek maması ve bezi, gıda, su gibi temel insani ihtiyaçları Gazze’ye ulaştırmak üzere yola çıkan 12 aktivistin içinde olduğu Madleen adlı gemiyi durdurmuş, içindeki yardım malzemelerini imha etmiş ve aktivistleri alıkoymuştu. Medyadan yansıyan görüntülerle İsrail’in, Refah’taki bir yardım merkezine ulaşmaya çalışan onlarca sivile ateş açarak sivilleri katlettiğini gördük. Görüntülerin gerçek olmasını istemiyor insan, yüreği sıkışıyor, aklı almıyor. Durmak bilmeyen saldırıların, ambargoların, açlığın ve susuzluğun sonucunda yardım merkezine ulaşmaya çalışan sivillerin öldürülmesi bu sistemin korkunçluğunun en büyük kanıtı. Bu kan dondurucu görüntülerin, yaşananların nedeni emperyalist güçlerin rekabeti, ABD’nin Ortadoğu için projeleri, Siyonist İsrail’e desteği, zalim İsrail egemenlerinin çıkarlarının her şeyin önünde tutulmasıdır.

Ortadoğu, uzun yıllardır kapitalist egemenlerin savaş sahası olarak cehennemi yaşıyor. Emperyalist savaş, orada yaşayan halkların nüfuz ve zenginlik uğruna katledilmesi anlamına geliyor. Egemenler bu korkunç gerçeği örtmeye ve çarpıtmaya çalışıyorlar. Savaştan hiçbir çıkarı olmayan işçiler ve emekçiler, dünyanın dört bir yanında bu katliama karşı Gazze ve Ortadoğu halkıyla dayanışma ve destek eylemleri yapıyor. Savaşın yıkımını, acısını yaşayan halkların yanında saf tutuyor. Egemenler, türlü yaptırımlarıyla, engelleme girişimleriyle bu eylemleri bastırmak istese de çok sayıda ülkede işçiler ve emekçiler Filistinli sınıf kardeşleri için direnmeye ve mücadele etmeye devam ediyor. Haksız savaşları durdurmak için tek yol bu mücadelenin güçlenmesi, işçi sınıfının kapitalizmi yıkmak için örgütlenmesidir.