
24 Haziranda Demir Yol-İş, Yol-İş, Türkiye Sağlık-İş, TES-İş, Koop-İş, Tez Koop-İş, Türkiye Sağlık-İş, Genel Maden-İş, Türk Harb-İş, Şeker-İş sendikalarına üye işçiler İstanbul’dan Adana’ya, İzmir’den Hakkâri’ye il ve bölge temsilciliklerinin olduğu tüm illerde işyeri önlerine yürüyüşler gerçekleştirdi ve basın açıklamaları yaptı.
Türk-İş ve Hak-iş Konfederasyonları 600 bin kamu işçisini kapsayan 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi teklifini 27 Şubatta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sunmuş ancak Bakanlık işçi konfederasyonlarının teklifine aylarca yanıt vermemişti. Hızla artan enflasyon karşısında ücretleri iyiden iyiye eriyen kamu işçilerinin geçim sıkıntısı sözleşmenin geciktirilmesi sonucu daha da büyüdü. Dolayısıyla işçilerde öfke ve tepki arttı, alanlara yansıdı.
İşçi konfederasyonlarının Bakanlığa ilk teklifi, günlük brüt çıplak ücretleri 1800 liranın altında olan işçilerin ücretlerinin 1800 liraya çekilmesi ardından ücretlere ilk 6 ay için yüzde 50, ikinci 6 ay için yüzde 25, ikinci yıl birinci ve ikinci 6 aylar için ayrı ayrı yüzde 25 (enflasyonun geçerli dönem için yüzde 25’i aşması durumunda aşan kısmın eklenmesi ve ayrıca bunun üstüne yüzde 10 refah payı da eklenmesi) şeklinde oldu. Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası TÜHİS ise 13 Haziranda konfederasyonlarla yapılan görüşmede ilk teklifini sundu. Açlık sınırının 25 bin lirayı aştığı yoksulluk sınırının 82 bin liraya dayandığı koşullarda ortalama maaşı 40 lira olan kamu işçisine TÜHİS’in teklifi işçiyle alay edercesine ilk altı ay için yüzde 16, ikinci altı ay için yüzde 8, üçüncü altı ay için yüzde 7 ve dördüncü altı ay için yüzde 5 oldu!
TÜHİS’in açıklamasının ardından Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay bir basın açıklaması düzenleyerek bu teklifin “değerlendirilebilir ve müzakere edilebilir” olmadığını belirtti. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise yaptığı açıklamada “yeni bir teklif verilmesini istiyoruz” dedi.
yol_is.webp [1]

Türk-İş ve bağlı sendikalar 18 Haziranda Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde kitlesel bir eylem yaparak TÜHİS’in teklifini protesto ettiler. Ergun Atalay, eyleme Türk-İş’e bağlı sendikaların şube yöneticilerinin katılacağını, Ankara Anıt Park’tan Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne bir yürüyüş gerçekleştirilip burada basın açıklaması yapılacağını duyurmuştu. Ancak sefalet dayatmasına karşı aylardır biriken öfke nedeniyle işçiler, Türk-İş’in çizmek istediği sınırları aştılar. İşyerlerinden gelerek Anıt Park’ta toplanan Türk Harb-İş, Koop-İş, Genel Maden-İş, Sağlık-İş, Şeker-İş, Yol-İş, Demiryol-İş, Tarım-İş, Petrol-İş, TES-İş Sendikalarına üye binlerce işçi, “Şimşek Şaşırma Sabrımızı Taşırma”, “Uzlaşma Yoksa Direniş Var”, “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek”, “Hükümet İstifa”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganları atarak Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne yürüdüler. Ergun Atalay, Bakanlık önünde yaptığı konuşmada Türk-İş Koordinasyon Kurulunun eylem planı açıklayacağını ve grev kararı alacaklarını duyurmuş, Atalay’ın bu duyurusunun ardından işçiler “Eylemse Eylem, Grevse Grev” sloganını atmışlardı.
Türk-İş, 20 Haziranda sefalet zammına karşı yapılacak bir dizi eylem için takvim açıkladı. Buna göre; 24 Haziranda işyerine 500 metre mesafeden servislerden inilip yürüyüş ve işyeri önünde basın açıklamaları yapılacak. 26 Haziranda yarım gün iş bırakma eylemi yapılacak. 1 Temmuzda şehir merkezlerinde alanlarda toplanılacak, mesai bitiminde basın açıklamaları yapılacak. 3 Temmuzda mesai bitiminde AKP il binaları önünde basın açıklamaları yapılacak. 8 Temmuzda mesai bitiminden sonra sabaha kadar işyerini terk etmeme eylemi yapılacak. 17 Temmuzda 1 günlük iş bırakma eylemi yapılacak.
Türk-İş’in açıkladığı eylem takvimi çerçevesinde 24 Haziranda örgütlü olunan işyerlerine kısa yürüyüşler ve işyerleri önünde basın açıklamaları gerçekleştirildi. Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçiler, il ve bölge temsilciliklerinin olduğu tüm illerde işyeri önlerine yürüyüşler gerçekleştirdi ve basın açıklamaları yaptı.
İşyerleri önünde yapılan ortak basın açıklamasında; “Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap, defter masraflarını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız Geçinemiyoruz!” denildi. Hazine ve Maliye Bakanının kamu işçisinin taleplerine kulaklarını tıkadığı vurgulandı. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan kamu işçilerinin kamu hizmetlerinin temel taşı olduğu, yapılan adaletsizlik nedeniyle aksayacak hizmetlerden herkesin etkileneceği ve toplumun buna ses çıkaracağı belirtildi. Basın açıklamaları şu sözlerle sonlandırıldı: “Artık yeter. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, işyerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Yarın alanlarda olacağız. Geçinemiyoruz, susmuyoruz, geri adım atmıyoruz. Emekten gelen gücümüzü kullanır, gereğini yaparız.”
Eylemlerde “Emeğe Uzanan Eller Kırılsın”, “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek”, “Şimşek Şaşırma Sabrımızı Taşırma”, “Diren Emekçi Kazan Hakkını”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Emekçi Burada Hükümet Nerede”, “Şimşek Elini İşçinin Cebinden Çek”, “ Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz” sloganları atıldı.
Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir ve Kocaeli şubeleri Türk-İş’in eylemlerinin yanı sıra 23 Haziranda şehir merkezlerinde çadır kurarak emek nöbetine başladı. Türk Harb-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Şakir Akçer yaptığı açıklamada TÜİK’in açıkladığı gerçekle ilgisi olmayan enflasyon oranlarına göre verilen yüzde 16 zam teklifini kabul etmeyeceklerini duyurmak için alanda olduklarını belirtti. Akçer konuşmasının devamında gece gündüz çadırda nöbet tutacaklarını söyledi ve Türk-İş’in eylem planını açıkladı.