
Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu Kemal Türkler’in sevgili kızı Nilgün abla ve Kemal Türkler’in çalışma arkadaşı Demet abla da oradaydı. Anneler, babalar, gençler ve harika çocuklar... Biz de bu etkinlikte görev aldık. Ne mutlu bize; müzik topluluğumuz UMUT ve tezgâh başlarından gelerek müzik çalışmalarına katılan işçi arkadaşlarımızdan oluşan işçi koromuzla o haziran günlerine ilişkin marşlar ve şarkılar söyledik.
Fabrikalardan, sendikalardan, mahallelerden etkinliğe katılan arkadaşlarımız şarkılarımızın perdedeki sözlerini, tarihten fotoğrafları ve videoları dikkatle izlediler. Sahne, sunucular ve izleyiciler bir anlamda bütünleşti. Bazısı yeni olmasına rağmen bestelerimizi, şarkılarımızı beraber söyledik; hep beraber coştuk, yeri geldi sloganlar attık. UMUT olarak sahneden dostlarımızın gözlerini, alkış tutan ellerini, yumruklarını ve görünmez sanılsa da o coşkulu ve gururlu yüreklerini görüp hissettik. Mücadele tarihimizin gücü, haklılığı, o gün, o salonda yeniden can buldu diyebiliriz. Bir bakıma 15-16 Haziran’ın o muhteşem görüntülerindeki barikatları aşan işçilerin evlatları, 55 yıl sonra salonda karşımızda duruyordu. Katılan herkesin kendi tarihlerine son derece dikkatle ve ciddiyetle odaklandıklarını gördük. Günübirlik ayrıntıları bir kenara bırakıp, dünümüze bakıyor, fotoğraf ve videolardan bugüne taşımamız gerekenleri belleğimizde tazeliyorduk.
Repertuarımızda Livaneli’den “Merhaba”, işçi sınıfımızın anonimleşen “15-16 Haziran Marşı”, Ruhi Su’dan “Boşa Didinmek Fayda Vermez”, Edip Akbayram’dan “Meydanlarda Birlik Olmaya Geldik” gibi mücadele ezgileri yer aldı. Etkinliğin akışı içinde müzik topluluğumuz UMUT bestelerine de yer verildi. Sınıfının içinden, işçi sınıfı mücadelesine şarkılar besteleyen ve icra eden bizler için bu çok önemliydi. Enstrümanlarımızın akortlarını yaptığımız gibi, bir müzik grubu olarak uyumlu çalmak için defalarca prova yapmak gibi, misafirlerimizle de aynı duygu ve düşüncelere bağlandığımızı, akortlarımızın çok iyi tuttuğunu gördük. Beste ve uyarlamalarımızdan “Yıl 1970 İşçi Ayaklanıyor”, “İşçi Dayanışması”, “İşçinin Türküsü” ezgilerini seslendirdik. Ve kıymetli çocuklarımız için bestelediğimiz “Nazım Amca Demiş ki” parçası hepimiz için ayrı bir yere sahip. Çünkü bu şarkımızın kayıtlarını çocuklarımızla birlikte yaptık ve seslendirdik. Sahnede büyüyen çocuklarımızın heyecanı ve o muhteşem dansları ayakta alkışlanmayı hak etti. Şarkı ve dansın sonunda bir kız çocuğumuzun “En Güzel Rengimiz, Alın Terimiz” sloganına, tüm salon ayağa kalkarak katıldı.
15-16 Haziran 1970’in yıl dönümünde kurulan UİD-DER böyle bir geçmişin parçası olmayı bize armağan etti desek yeridir. Gururluyuz ve güçlüyüz. 15-16 Haziranlar, grevler, direnişler, 1977’ler, DGM direnişleri, 1 Mayıs 1977’ler, büyük grevler, Netaş 1986’lar UİD-DER’i doğurdu; örgütümüz UİD-DER de bugün bizleri başta olmak üzere işçi sınıfını, mücadeleci sendikacıları, kadınları ve gençleri ayakları üzerine dikiyor. Böyle bir mücadele ve dayanışmanın 55 yıl sonrasında bile bugünün işçi kuşaklarına pek çok şey öğrettiği kesindir. UMUT olarak bu büyük tarihin şarkılarını yazmaktan, sınıfımızla mücadele alanlarında buluşturmaktan gurur duyuyoruz.
“Bu yol işçinin yolu
Alın teriyle dolu
Gücümüz birliğimizdir
Kimse bozamaz onu!”
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!