
Gübretaş’ta grev başladı
Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında 3 Temmuzda grev başladı. Fabrika kapısına grev pankartı asıldı, halaylar çekildi, “Direne Direne Kazanacağız”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganları atıldı. Petrol-İş Sendikası ve Türkiye Kimya, Petrol, Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası (KİPLAS) arasında Ocak ayında başlayan 2025-2026 dönemini kapsayan TİS görüşmelerinde işçilerin talebi yüzde 90 ücret artışı olurken işverenin teklifi yüzde 30’da kaldı.
Grev alanında konuşma yapan Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz, kendilerine örnek olarak gösterilen işçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin memnun olmadığını, ücretlerin gerçek enflasyona göre belirlenmemesine karşı mücadele ettiklerini belirtti. Gübretaş patronunun siyasi iktidarın ücretlilere reva gördüğü yüzde 30 ücret artışını teklif ettiğini ve bundan yukarı çıkmadığını ifade eden Akyüz “Bu insanlar sadece geçinmek istiyor. Bizi bu hale düşürdüler. Hâlbuki daha önceleri çalışarak ev alabilen, araba alabilen, çocuklarını rahat okutabilen bir durum var iken, bugün kıdem tazminatınızı dahi alsanız bir ev alamaz hale geldik” dedi.
DİSK/Dev Sağlık-İş Sendikasının Ankara yürüyüşü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde son buldu
Devrimci Sağlık-İş Sendikası, kamu işçilerine dayatılan sefalet zammını kabul etmediklerini ve toplu sözleşme sürecindeki taleplerini duyurmak için, “Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçisi Hakkını Alacak! Kamu İşçisi Hakkını Alacak!” şiarıyla 1 Temmuzda İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. Yürüyüş 3 Temmuzda Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasıyla son buldu.
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünden başlayan yürüyüş öncesi burada bir açıklama yapan Arzu Çerkezoğlu, kamu işçisinin enflasyon ve ağır vergi yükü altında ezilmesine son verilmesini, asgari ücrete, kamu emekçilerine ve emeklilere zam yapılmasını talep etti. “Bizler sadece sağlık ve sosyal hizmet işçileri için değil tüm kamu işçileri için, asgari ücretliler için, asgari ücret dahi alamayan emekliler için, gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet için bugün Taksim’den Ankara’ya yürüyüşe geçiyoruz.”
Yürüyüş boyunca İzmit, Bursa, Bilecik ve Eskişehir’de gerçekleştirilen basın açıklamalarına Dev Sağlık-İş Sendikasına üye işçiler, DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri ve işçiler katıldı. “Sefalete Teslim Olmayacağız”, “Sadaka Değil Toplu Sözleşme”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganları atıldı.
Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Arzu Çerkezoğlu, kamu işçileri açısından bir asgari ücret anlamına gelen Kamu Çerçeve Sözleşmesi’nin son derece önemli olduğunu vurguladı. Siyasi iktidarın kamu işçisini 6 ay oyaladıktan sonra önce yüzde 16, sonra da yüzde 17 olarak verdiği zam teklifinin asla müzakere edilemeyeceğini söyledi. 600 bin kamu işçisinin yarısına yakınının sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, “Hastanelerde halkımıza sağlık hizmeti veren sağlık emekçilerine, toplumun vicdanı dediğimiz sosyal hizmetlerde, toplumun en zor durumda olan kesimlerine hepimiz adına bu hizmeti sunan sosyal hizmet işçilerine ve bütün kamu işçilerine reva görülen bu sefalet dayatmasını asla kabul etmiyoruz” dedi.
Sefalet zammı dayatmasının arkasında Şimşek Programı adı altında AKP politikaları olduğunu belirten Çerkezoğlu, siyasi iktidarın iddia ettiğinin aksine enflasyonun nedeninin ücretlere yapılan zam olmadığını, ekonomik krizin ve yüksek enflasyonun nedeninin aşırı kârlar, her gün kasalarını daha fazla dolduran sermaye sahipleri olduğunu ifade etti.
Tüm Emeklilerin Sendikası birçok ilde basın açıklamaları gerçekleştirdi
Tüm Emeklilerin Sendikasına üye emekliler, 3 Temmuzda Muğla’dan Eskişehir’e birçok ilde gerçekleştirdikleri basın açıklamalarıyla düşük emekli maaşlarını protesto etti.
Basın açıklamalarında şu sözlere yer verildi: “Bugün yine TÜİK’in açıklamaları gerçeklikten uzaktır. TÜİK’in enflasyon cambazlığı iktidardan bağımsız değildir. Bilinçli olarak enflasyon düşük gösterilip, aylıklarımızda yapılması gereken artış düşük tutulacaktır. Biz bu senaryoyu biliyoruz ve bu filmi görmüştük. Enflasyon düşük teraneleriyle ikinci altı aylık enflasyon tahmininin de düşük olacağı açıklanarak, ikinci defa mağdur edileceğiz. Üstüne üstlük, büyümeden de pay vermemeyi gelenekselleştirdiler. Sonuç olarak emekli aylıkları hiç olmadığı kadar düşmüş, emekliler perişan edilmiştir.”
En düşük emekli aylığının en düşük memur maaşına eşitlenmesi, emeklilik sisteminin sosyal tarafların uzlaşısıyla yeniden düzenlenmesi, maaş artışının kök maaşlar üzerinden değil, ele geçen aylık üzerinden yapılması talepleri yinelendi. Türkiye’de en yoksul yüzde 10’luk dilimin yüzde 30’undan fazlasının emekli olduğu belirtilerek “GSMH’den emeklilere ayrılan pay çok sayıda EYT’liye rağmen yıllar içinde yüzde 4’e kadar düşmüştür. Oysa İtalya’da bu oran yüzde 16,9, Yunanistan’da 16,3, Fransa’da 14,7’dir. Avrupa ortalaması yüzde 11, dünya ortalaması yüzde 8’dir” denildi.
Eylemler sırasında emperyalist savaşa ve Siyonist İsrail devletinin Filistin halkı üzerinde uyguladığı katliama, Suriye’de Alevilerin katledilmesine de tepki gösterildi.