
Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini taşırmıştı. Haftalarca süren protestoların ardından Başkan Ruto, yasa tasarısını geri çekmiş, bazı bakanları ise görevden almıştı. Yalnızca yasanın geri çekilmesini değil William Ruto hükümetinin de istifasını isteyen yüzbinler parlamentoyu ateşe vererek mücadelede ne kadar kararlı olduklarını göstermişlerdi. Gençliğin başını çektiği protestolar, hükümete ve düzene karşı bir isyana dönüşmüş, Kenyalı egemenlere korku salmıştı. Protestoları, polisiyle, ordusuyla bastırmak isteyen devletin saldırıları sonucunda 60 kişi yaşamını yitirmiş, 20 kişi kaybolmuş, yüzlercesi ise yaralanmıştı.
Bir yıl önce vergi yasasına karşı başlayan protestolarda ölenleri anmak üzere yeniden meydanlara çıkan işçilerin ve özellikle emekçi gençliğin öfkesi bir kez daha sokaklara taştı. “Artık Yeter. Döktüğümüz kan yeter. Değişim için buradayız!” diye haykıran gençlik, 25 Haziranı bir isyan gününe çevirdi. Başta başkent Nairobi ve liman kenti Mombasa olmak üzere ülkenin dört bir yanında kitlesel gösteriler gerçekleşti. Protestoların giderek kitleselleşmesinden korkan hükümet ise yine polisiyle gösterilere saldırdı. Başkentte birçok yol kapatılırken, parlamentonun, hükümet ofislerinin ve Ruto’nun resmi konutunun bulunduğu bölge dikenli tellerle çevrildi. Kenya İletişim Kurumu, protestolar hakkında yayın yapan TV ve radyo istasyonlarına canlı yayını durdurmaları talimatını verdi. Uluslararası Af Örgütü’ne göre polisin plastik mermi ve göz yaşartıcı gazın yanı sıra gerçek mermi kullandığı gösterilerde 19 kişi yaşamını yitirdi, 500’den fazla kişi ise yaralandı. Ancak tüm baskı, yasak ve katliamlara rağmen, işçilerin ve emekçi gençliğin protestoları durdurulamadı. “Haklarımız için mücadele etmeye geldik. Gençlik durdurulamaz!” diyen gençler, polis barikatlarını yıkarak protestolarına devam etti.
2024 protestoları sonrasında yasa tasarısı geri çekilse de bazı vergi tekliflerinin yeniden meclise sunulduğu Kenya’da, işçilerin ve gençlerin sorunları katlanarak büyüyor. Hükümet üyeleri, yoksul emekçilerin gözleri önünde lüks ve şatafat içinde yaşarken, işçilerden daha çok vergi kesilmesini, baskıların ve otoriter uygulamaların altında nefessiz kalan emekçi gençliğin sessizliğe gömülmesini bekliyor. Ancak son birkaç yıldır öfkesi biriken işçi ve emekçi gençlik yolsuzluğa, işsizliğe, baskıcı ve otoriter rejime, yükselen hayat pahalılığına karşı sessiz kalmıyor. Kenyalı işçiler ve gençler, yüzbinler olup ülkenin dört bir yanında sokaklara çıkarak mücadele yolunu seçtiklerini bir kez daha gösterdiler. Tüm önlemlere rağmen korkuları devam eden hükümet üyeleri protestolar sırasında parlamentodan, Başkan Ruto ise başkent Nairobi’den kaçtı.
Kenya’da kitlesel protestoların başını gençliğin çekmesi bir tesadüf değil. Kenya’daki genç nüfusun yüzde 67’si işsiz. Çıkışsızlık sarmalında olan ve bu düzenden bir beklentisi kalmayan Kenyalı emekçi gençlik geleceği için mücadele ediyor. Gençliği geleceksizliğe mahkûm eden egemenlere ve düzene isyan ediyor. Kenya’daki kitlesel protestolar, ABD’de milyonların “Kral Yok”, Avrupa’da yüzbinlerin “Savaşa Hayır!” protestolarıyla aynı dönemde gerçekleşti. Dünyanın dört bir yanında işçi, emekçi ve öğrenciler gidişata karşı duruyor. Kenyalı işçi ve emekçi gençlik de dünya işçi sınıfının yükselttiği bayrağı taşıyarak mücadeleyi büyütüyor.