
Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta. İşlerini kaybetme korkusu yüzünden hiç zam almadan çalışmayı düşünenler bile var. Ama hep unuttuğumuz bir şey var; ne zaman toplu iş sözleşmesi gelse patronların “batıyoruz, maaşları bile kredi ile ödüyorum” gibi yalanlarını dinliyoruz. Bunlar, patronların işine gelen, işçileri birbirine düşüren tehlikeli yalanlardır. Gelin, gerçeğe birlikte bakalım.
Bugün sendikasının imzaladığı sözleşme ile sendikasız işyerlerine göre maaşları yükselmiş olan işçiler dahi aldığı ücretle geçinemiyor. Gerçek enflasyon, ev kiraları, mutfak masrafları, faturalar, çocukların okul giderleri… Bunların hepsini üst üste koyduğumuzda görüyoruz ki, hiçbirimiz refah içinde yaşamıyoruz. Alım gücümüz her geçen gün daha da düşüyor.
Peki, neden böyle? Çünkü bu düzende patronlar, kârları azaldığında suçu hemen işçiye atıyorlar. İmzalanan sözleşme ile patron, zarar etmiyor, sadece kârı biraz düşüyor diye işçileri kapının önüne koyuyor. İşçinin üç kuruş maaşını “yüksek” buluyor ama kendi kârından, lüksünden, vergi kaçırmasından, teşviklerinden hiç söz etmiyor. “Yüksek ücretler işsizliğe yol açıyor” yalanı, patronların sömürü düzenini sürdürmek için kullandığı bir bahanedir.
Gerçekler gün gibi açık: İşsizliğe neden olan işçi ücretleri değil, patronların doymayan kâr hırsıdır. Her şeyi üreten biziz. Fabrikada çarkları döndüren, mağazayı, ofisi, hastaneyi ayakta tutan biziz. Ama ay sonu geldiğinde en az payı alan yine biziz. Buna rağmen bir de suçu üzerimize atıyorlar. Bizi bölmeye, “fazla maaş alırsak bizi de işten çıkarırlar” dedirtmeye çalışıyorlar. Ücreti yükselen işçi kardeşlerimize yanlış gözle bakmaya zorluyorlar.
Oysa biz ancak birlik olursak güçlü oluruz. Birbirimize değil, patronların düzenine karşı durmalıyız. Ücretlerimizi savunmak, insanca yaşamayı istemek suç değil, haktır! Bu düzenin değişmesi için bu yalanları teşhir etmek bir adımdır. Bu yalanlara kanmayalım! Gerçekleri görelim, birbirimizi suçlamayalım. Suçlu, emeğimizi ucuzlatmaya çalışan, hayatımızdan kâr etmeye çalışan patronlardır.