Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > İşyerlerinden > Bir Yaz Akşamı…

Bir Yaz Akşamı…

Çayırova’dan bir işçi

02.08.2025

Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı. Hızlıca eve gidip annesinin hazırladığı yemekle karnını doyurdu. Biraz dinlendikten sonra arkadaşlarıyla buluşmak üzere dışarıya çıktı. Osman ve Ahmet ile buluşup sahilde bir kayaya oturdular. Aldıkları cipsleri, içecekleri açıp sohbete başladılar.

Üçü farklı işyerlerinde çalışıyorlardı ve işten, işyerinde olanlardan konuşmayı pek sevmiyorlardı. Biri konuyu açacak olsa diğerleri, “zaten akşama kadar işyerindeyiz, yeter bari burada konuşmayalım” diyerek konuyu kapatıyorlardı. Ama Osman’a izin vardı, çünkü kız arkadaşı da aynı işyerinde çalışıyordu, onu dinlerlerdi. Kızlardan ve futboldan konuşmak hoşlarına gidiyordu. Arada siyaset de konuşurlardı ama bu konuda da anlaşamadıkları ve tartıştıkları için konuyu sürdürmez, “tadımız kaçmasın” diyerek hemen kapatmaya çalışırlardı. Ama sıkı bir dostlukları vardı. Kavgada birbirlerini satmaz, birinin bir ihtiyacı olsa iki elleri kanda olsa koşar yetişirlerdi. O gece de muhabbet oldukça uzamıştı. Gündüzün sıcağında çalışırken yanmış, gecenin serinliğinde arkadaşlarının sohbeti zamanın nasıl geçtiğini unutturmuştu. Hasan eve oldukça geç geldi, duşunu alıp hemen yatağına uzandı ve günün verdiği yorgunlukla hemen uykuya daldı.

Acı acı çalan telefonun alarmıyla gözlerini zorla biraz açtı, halsizlikle alarmı kapattı. Ne kadar kötü gelmişti telefondaki melodi, oysaki kendi seçmişti melodiyi ve sevmişti seçerken. Ama tatlı uykusu bölününce içi nasıl da kötü olmuştu. Alarmı kapatırken başka alarmlar da kurduğunu biliyordu. Yoksa uyanamaz, işe geç kalırdı. Bir alarm daha çalacağını bilmenin rahatlığıyla kapattı alarmı ve tekrar uykuya daldı. Fakat fazla uzun bir zaman geçmeden alarm tekrar o güzel uykusunu böldü. İçinden keşke bugün tatil olsaydı, nasıl uyurdum diye geçirdi. O anda dünyanın en güzel yeri yumuşacık yastığı ve yatağıydı, onlardan ayrılmak istemiyordu. Fakat kalkmak zorundaydı. Bir güç onu kaldırıp işyerine doğru gitmeye zorluyordu. Tepesinde bir adam olsa ve yataktan kalkması için kafasına silah dayasa, adamı pataklar ve güzel uykusuna devam eder, canı istediğinde de kalkardı. Fakat ortada kavga edebileceği kimse de yoktu. Zor da olsa yatağından kalktı, yola çıktı ve işyerine vardı. Parmağını okutup 8 saat daha işyerine kendini teslim etti, hem de kendi rızasıyla. Çünkü yaşamını sürdürebilmek için paraya ihtiyacı vardı. Para ise ancak çalışarak kazanabileceği bir şeydi.

İşyerine girerken düşündü; hayat bu muydu? Her gün sabahın köründe kalkıp en güzel saatlerde çalışmak zorunda olmak mı? Cevabını bulamadığı sorular aklında dururken, arkadaşlarını, sahili, denizi, yıldızları ve arkadaşlarıyla sohbet edip, eğlendiklerini düşünüp hayal kurarak çalışmaya başladı. 

  • İşyerlerinden [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/bir_yaz_aksami.htm

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/256