
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında taleplerini açıkladıkları eylemler gerçekleştirmişlerdi. KESK 1 Ağustosta Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı önünde alternatif TİS masası kurmuş, KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, 16–27 Temmuz arasında dört ayrı bölgede kamu emekçileriyle birlikte yürütülen alan çalışmalarında toplanan talepleri bir kez daha paylaşmıştı. Karagöz, bu taleplerin takipçisi olunması, nitelikli, ulaşılabilir anadilinde ve eşit kamusal hizmetlerin sunumunun mümkün olması için kamu emekçilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi gerektiğini vurgulamıştı. “KESK olarak bizler, emeğin hakkını savunmaktan, grevli toplu sözleşmeli bir çalışma rejimi için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Kamu emekçilerinin sesi olmaya, haklarını büyütmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
KESK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kurduğu alternatif TİS masasını 2,4 ve 5 Ağustosta Çankaya Belediyesi önüne taşıdı. Burada KESK’e bağlı ESM, Haber-Sen, Kültür Sanat Sen, BTS, Yapı-Yol Sen, Tarım Orkam-Sen adına yapılan konuşmalarda kamu emekçilerinin talepleri bir kez daha duyuruldu. Eylemler sırasında “Sadaka Değil Toplu Sözleşme”, “Devlet Güdümlü Sendikaya Hayır”, “Kurtuluş Yok Tek başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “Sermayeye Değil Emekçiye Bütçe”, “Toplu sözleşme Hakkımız Grev Silahımız”, “Hormonlu Sendikaya Hayır”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz”, “Sefalete Teslim Olmayacağız” sloganları atıldı.
Sendikalar, işkollarına özgü taleplerinin yanı sıra en genel taleplerini özetle şu şekilde duyurdular: 4688 sayılı sendikalar yasasının değişmesi, grevli, toplu sözleşmeli gerçek bir sendika yasası hazırlanması, ek göstergelerin en düşük 3600 olmak üzere arttırılması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, KİT’lerde riskli alanlarda çalışan kamu emekçilerine “risk primi” ödenmesi, tüm kamu emekçilerine yapılacak giyim yardımının yanı sıra ağır ve tehlikeli işlerde çalışan kamu emekçilerine koruyucu malzemelerin eksiksiz verilmesi, kamu emekçilerine yakacak yardımı verilmesi, özelikle büyük şehirlerde lojman imkânı olmayan emekçilere lojman verilmesi, var olan lojmanların koşullarının iyileştirilmesi ya da kira yardımı yapılması, performansa dayalı ücretlendirme uygulamasına son verilmesi, en düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırının üzerinde olması, gelir vergisinin yüzde 10 olarak sabitlenmesi, eşit işe eşit ücret ödenmesi, artan iş yüküne karşın azalan personel sayısının hem kamu emekçilerinin çalışma koşullarının hem de hizmet kalitesinin yükselmesi için arttırılması.
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak yaptığı konuşmada yanarak ölen orman işçilerini, depremde yüzbinlerce insanı kaybettiğimizi hatırlattı ve bunların sebebinin yürütülen politikalar olduğunu ifade etti. Kamu emekçilerinin içinde bulunduğu koşulların da bu politikalardan bağımsız olmadığını belirten Koçak kamu emekçilerinin yıllardır emek vererek hizmet ürettiklerini, bir yandan hak mücadelesi verirken diğer yandan üretilen hizmetin de nitelikli olmasını talep ettiklerini belirtti. Buna karşın siyasi iktidarın baskıyla sendikaları susturmaya çalıştığını, mülakatı kullanarak yandaş sendikaları büyüttüğünü ve emekçilerin sesini sönümlendirdiğini söyledi. Kamu işçilerinin sözleşme sürecinin sefalet dayatmasıyla son bulduğunu belirten Koçak, Birleşik Metal-İş Sendikası’nın grev yasaklarına boyun eğmeyerek grevini sürdürdüğü için kazanım elde ettiğini hatırlattı “Demek ki hak elde edeceksek direnmekten başka şansımız yok. Ve bizim tek silahımız var; ancak üretimden gelen gücümüzle direnebiliriz. Ve biz buradan bir kez daha hem memurlara hem işçilere sesleniyoruz; ancak birlikte, ortak mücadeleyi büyütüp genel grevle hak talebinde bulunabiliriz” dedi.
5 Ağustosta kurulan alternatif TİS masasında ise TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Önder Okay, Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Sekreteri Hasan Yağız ve DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz yaptıkları konuşmalarla taleplerini dile getirdiler.
Yapılan konuşmalarda kamu emekçilerinin yoksulluk sınırı altındaki maaşlarla yaşamaya çalıştıkları, TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon rakamlarına göre artış yapılarak kamu emekçilerinin sorunlarının çözülemeyeceği, yoksulluğunun bitmeyeceği, grev hakkı olmayan bir toplu sözleşmenin gerçek bir toplu sözleşme olamayacağı vurgulandı. Kamu emekçilerinin insanca yaşayacağı ücret ve özlük haklarını arttırabilmesi için öncelikle demokrasi mücadelesini büyütmek gerektiği belirtildi. Emeklilere dayatılan sefalet aylığıyla yaşama hakkı dahi tanınmadığı, sendikaları kapatılarak örgütlenme hakkının gasp edildiği söylendi. Mücadeleyi birlikte büyütme vurgusu yapıldı.
Ayfer Koçak TİS masasının son gününde yaptığı konuşmada 30 ilde yaptıkları ziyaretlerde kamu emekçilerinden topladıkları talepleri eylemler yaparak kamuoyuna duyurduklarını belirtti. Bu talepler karşılanmadığında siyasi iktidarın karşısında nasıl bir tutum alınacağının önemli olduğunu söyledi. KESK olarak grevli toplu sözleşme hakkı için mücadele ettiklerini fakat bu hakka sahip olan işçilerin de grev haklarının gasp edildiğini belirten Koçak demokrasi mücadelesinin önemine vurgu yaptı. Koçak sözlerini şöyle sonlandırdı: “Eğer taleplerimiz karşılanmazsa bizim rotamız direniş olacaktır.”