
Peri Tekstil işçileri mücadeleye direniş çadırında devam ediyor
Dersim’de faaliyet gösteren Peri Tekstil’de, BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi mobbing ve hakarete tepki gösterdikleri için “bizi çileden çıkarmayın, dayak mı istiyorsunuz” denilerek işten atılmıştı. İşçiler 5 Ağustosta fabrika önünde kurdukları direniş çadırında mücadeleye devam ediyorlar.
Peri Tekstil işçileri adına direniş alanında açıklama yapan Peri Tekstil işçisi Evrim Altınkaynak, işten atılan işçiler arasında fabrika kurulduğu günden beri çalışan işçiler olduğunu, buna karşın haksız olarak, tazminatları ödenmeden, hakaret ve tehdit edilerek işten atıldıklarını söyledi. Altınkaynak, Peri Tekstil’in Dersim’in ilk ve tek tekstil fabrikası olması, fabrikada çoğunluğu kadın 200 kişinin çalışması, kadın işçi istihdam etmesi ve dünyanın 8 ayrı ülkesine ihracat yapması nedeniyle yerel yöneticiler ve basın tarafından sık sık övüldüğünü hatırlattı. Buna karşın işçilerin çalışma koşullarını şu sözlerle anlattı: “Başka iş imkânı olmadığı için her türlü baskıya ve haksızlığa boyun eğmek zorunda kalan, yasalarda yer alan haklarımızın çoğunu kullanmayan, senelik izin hakkı dahi olmayan, resmi tatillerde dahi yasal mesai haklarını alamayan, zorunlu olarak fazla mesailere kalan, itiraz ettiğinde hakaret ve tehditle susturulan, mobinge maruz kalan işçileriz biz.”
Antınkaynak, yıllarca haksızlıklara seslerini yükseltmediklerinde en azından işlerini kaybetmeyeceklerini zannederek tüm haksızlıklara boyun eğerek çalıştıklarını ama şimdi yanıldıklarını anladıklarını söyledi. “Anladık ki biz sessiz kaldıkça, boyun eğdikçe patron bizi daha çok eziyor, daha çok sömürüyormuş. Biz ilk değiliz ve son da olmayacağız. Dün başka işçi arkadaşlarımıza yapılan haksızlık bugün bizim başımıza geldi. Bugün bize yapılan yarın içerdeki diğer içi arkadaşlarımıza da yapılacak. Ama artık yeter!”
Altınkaynak haklarını alana kadar mücadele edeceklerini ifade etti: “Biz bu fabrikada hırsızlık yapmadık, kimseyi dövmedik, kimseye sövmedik, bu fabrikaya zarar vermedik. Çalıştık, ürettik, alın teri döktük. Tek isteğimiz insan yerine konmak, yasal haklarımızı almak, baskı görmeden, hakarete uğramadan, saygı görerek çalışmak, haksız yere işten atılmamak. Bu bizim hakkımız ve hakkımızı istiyoruz. Kimsenin kölesi değiliz. İşçiyiz, insanız. Bir onurumuz var. Haklarımız var. Ve hakkımızı almadan buradan bir yere gitmeyeceğiz.”
Bursa Elyaf Tekstil işçileri sendika hakları için mücadele ediyor
Bursa Kestel Organize Sanayi Bölgesinde bulunan, yaklaşık 400 işçinin çalıştığı Elyaf Tekstil fabrikasında, Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için 2 işçi işten çıkarıldı. İşten atma saldırısının ardından işçiler 30 Temmuzda direnişe geçtiler. DİSK ve KESK’e bağlı sendikalar, emekten yana örgütler ve siyasi partiler, 6 Ağustosta direnişteki işçilere bir dayanışma ziyaretinde bulundu. Direniş yerinde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Eylemde Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Samet Ceylan söz aldı. Öz İplik-İş Sendikası adına yapılan açıklamada, Elyaf Tekstil’de gerçekleşen hak ihlalleri dile getirilerek, yaşanan süreç şöyle aktarıldı: “Bursa’da faaliyet gösteren Elyaf Tekstil çalışanları 6 ay önce sendikamıza üye olmaya başladı. Fabrikada üyeliklerin artmasıyla, süreç belirli bir aşamaya geldi. İşçilerin sendikamıza üye olmasından rahatsız olan işveren ve işveren vekilleri tarafından işçilere baskı yapıldı. Sendikaya üye olan ve sendikalaşma için işçilere öncü olan 2 işçi arkadaşımız, hiçbir haklı ve geçerli neden gösterilmeden işten çıkarıldı. Bu hukuksuz uygulama, işverenin açıkça sendikal örgütlenmeyi hedef aldığını net bir şekilde gösterdi.”
Açıklamada sendikaya üye olmanın anayasal hak, sendikalaşmayı engellemenin suç olduğu hatırlatıldı. Elyaf Tekstil’in dünyaca ünlü markalara üretim yapmasına rağmen sendikal özgürlüklere saygı göstermediği, sendikanın iletişim taleplerine yanıt vermediği, hak arayan emekçileri kapı önüne koyarak gözdağı vermeye çalıştığı vurgulandı. “Bugün Elyaf Tekstil’de yaşanan bu sendikasızlaştırma saldırısı, yalnızca iki işçiye değil, tüm emekçilere yöneltilmiştir. Ama unutulmasın ki; örgütlü işçiler asla yenilmez ve yenilmeyecektir!” denildi.
Sendikaya üye oldukları için işten atılan işçiler konuşmalarında haksızlığa uğradıklarını belirtirken, yürüttükleri mücadeleye herkesin destek vermesi gerektiğini vurguladılar. Öz İplik-İş Sendikası Bursa Şubesi Örgütlenme Uzmanı Serkan Açıcı ise “Bu iki arkadaşımız sadece anayasal haklarını kullanmak isterken işsiz kaldılar. Biz sendika olarak patronların lütfedip verdiği kadar değil, haklarımızı alana kadar mücadele edeceğiz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyerek fabrika penceresinden açıklamayı izleyen işçilere de seslendi. Ardından dayanışma için gelen kurumlar adına konuşmalar yapıldı, konuşmalarda işçilerin yalnız olmadığını vurgulandı. Eylemde “Kurtuluş Yok Tek Başına ya Hep Beraber ya Hiç Birimiz”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız!” sloganları atıldı.
İBB bünyesinde çalışan Ağaç A.Ş işçileri “Eşit İşe Eşit Ücret” talebiyle iş bıraktı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Ağaç A.Ş.’de çalışan işçiler düşük ücret dayatmasına karşı “Eşit İşe Eşit Ücret” talebiyle 5 Ağustosta iş bırakma eylemine başladı. İşçiler sendikalaşma süreçleri mahkeme aşamasında olduğu için toplu iş sözleşmesi yapamadılar. Temmuz ayında siyasi iktidar asgari ücrete zam yapmadı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun işçilere 6 ayda bir enflasyon oranında zam yapılacağı sözü vermesine karşın, Ağaç A.Ş yönetimi, siyasi iktidarın belediyeye yaptığı saldırıları fırsata çevirerek enflasyon zammını da yapmadı. Diğer birimlerinde ücret artışı yapılırken Ağaç A.Ş işçilerine zamsız maaşlarla çalışma dayatıldı.
İşçiler İBB’de en ağır işleri yaptıkları halde en düşük ücreti aldıklarını, artık yok sayılmak istemediklerini, aynı işi yapıp daha az ücret almayı kabul etmediklerini söylüyorlar. İşçiler 3 gündür sabah şantiyelerine gidiyor ama işbaşı yapmıyorlar. Şantiyelerde halaylar çeken işçiler “Ağaç A.Ş İşçisi Köle Değildir”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganlarını haykırıyor.