
Kamu İşveren Heyeti 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk zam teklifini 12 Ağustosta açıkladı. İktidar 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027 yılının ilk altı ayı için yüzde 4, ikinci altı ayı ise yüzde 4 zam teklif etti.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), TİS görüşmelerine dair eylem programını Haziran ayında başlatmıştı. KESK’e bağlı sendikalar kamu emekçilerinden topladıkları talepleri duyurdukları basın açıklamaları yaptılar. KESK 1, 2, 4 ve 5 Ağustosta Ankara’da alternatif TİS masası kurarak taleplerini bir kez daha duyurdu. Bu taleplerin mücadeleyle elde edilebileceği vurgusu yaptı, siyasi iktidarın kamu emekçilerine 7 dönemdir yaptığı gibi sefaleti ve hak kayıplarını dayatması durumunda sendika farkı gözetmeksizin grev çağrısı yaptı.
KESK, Kamu İşveren Heyeti’nin ilk teklifini açıkladığı gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yaptığı basın açıklamasında dayatılan sefalet zammını protesto etti. Eylemde “Devlet Güdümlü Sendikaya Hayır”, “Genel Grev, Genel Direniş”, “Sefalete Teslim Olmayacağız”, “İnsanca Yaşamak İstiyoruz”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganları atıldı.
KESK Yönetim Kurulu adına açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak yaptı. Kocak, iktidarın 4 milyon kamu emekçisine, 2,5 milyon emekliye, aileleri ile 25 milyonluk devasa bir kitleye bir artış değil sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif ettiğini söyledi. Bu teklif karşısında etkili eylemler yapılmadığı, greve gidilmediği durumda hakem heyeti eliyle iktidarın teklifinin büyük oranda kabul edileceğini, böylece kamu emekçilerinin ve emeklilerin 2 yıl daha sefalete mahkûm edileceğini belirtti.
6. ve 7. Dönem TİS görüşmelerinde yetkili sendikanın görüşmelerin başında talep ettiği rakamla sonrasında altına imza attığı rakam arasındaki farkı ayrıntılarıyla açıklayan Koçak, bunun üstüne bir de TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon verileriyle kamu emekçisi ve emeklilerin yoksulluğunun yıllar içinde arttığını belirtti. Mali, sosyal ve özlük haklarında da kayda değer bir değişim olmadığını söyleyen Koçak sözlerine şöyle devam etti: “2012 yılından bugüne; 7 dönem boyunca kamu emekçilerinin genelinin temel talepleri olan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, gelir vergisi adaletsizliğinin giderilmesi, ek gösterge adaletsizliğinin giderilmesi, 3600 ek göstergenin 1. derecedeki tüm kamu emekçilerine verilmesi, mesai ücretlerinin, harcırahların artırılması, angarya çalışmaya son verilmesi, kamuda işe almada ve görevde yükselmede mülakatın kaldırılması, kira, kreş, giyim, ulaşım, yemek yardımları başlıklarında hemen hemen hiçbir adım atılmadı.”
Koçak basın açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Yetkinin asıl sahipleri olan sendikalı, sendikasız tüm kamu emekçilerini; insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam- güvenli gelecek, demokratik- adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti ve tüm taleplerin hayat bulması için gerçek bir toplu pazarlık hakkı için birlikte mücadele etmeye, yeni bir satış sözleşmesine izin vermemek için seslerini yükseltmeye çağırıyoruz.”