Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5 Eylül’de İstanbul TMMOB Mimarlar Odası’nda, DİSK’e bağlı sendika yöneticilerinin ve temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu tarafından açıklandı.

Çerkezoğlu, on milyonlarca işçinin aldığı ücretlerin yüksek enflasyon ve vergi yükü nedeniyle her geçen gün eridiğine dikkat çekerek: “Adaletsiz vergi sistemi ve artan enflasyon, işçilerin harcanabilir net ücretini azaltıyor, gelir dağılımındaki eşitsizliği derinleştiriyor. Bu nedenle gelirde, vergide ve ülkede adalet talebimizi büyütmek zorundayız” dedi. Çerkezoğlu, raporda 2025’in ilk sekiz ayında işçilerden damga vergisi ve gelir vergisi olarak tahsil edilen tutarın yaklaşık 528 milyar TL’ye ulaştığına, buna ek olarak enflasyonun yarattığı satın alma gücü kaybının ise 627,3 milyar TL olarak hesaplandığına dikkat çekti. “Toplamda 1 trilyon 155 milyar TL’yi aşan bu ücret kaybı, işçi sınıfının karşı karşıya olduğu ekonomik erimeyi açıkça ortaya koyuyor” diyen Çerkezoğlu, raporda TÜİK verilerinden yararlanıldığını, gerçek enflasyon verileri ve kayıtsız işçiler de göz önünde bulundurulduğunda bu kaybın daha da fazla olduğunu vurguladı.

Raporda, yalnızca ortalama ücret alan kayıtlı işçilerin değil, asgari ücret ve farklı ücret katmanlarında çalışan işçilerin kayıplarının da detaylandırıldığını aktaran Çerkezoğlu, asgari ücretli bir işçinin kaybını şöyle özetledi: “Asgari ücretin vergi istisnası bulunsa da, 26 bin TL’lik brüt asgari ücretin 3901 TL’si kesintilere gitmekte. Üzerine yüzde 21,5’lik sekiz aylık enflasyon eklendiğinde, Ağustos 2025’te asgari ücretlinin elinde reel olarak sadece 17 bin 352 TL kalıyor. Asgari ücretli bir işçi Ocak 2025’ten bu yana toplamda 55 bin 130 TL’lik birikimli kayıp yaşamış durumda. Üstelik, asgari ücretlinin Ağustos ayındaki iki aylık çalışması, vergi ve enflasyon nedeniyle adeta boşa gitmiş durumda.”

Çerkezoğlu, Türkiye’deki vergi sisteminin adaletsizliğine işaret ederek: “Çalışanlar yıl içinde yüksek vergi dilimlerine girerek ücretlerinin önemli bir bölümünü kaybediyor. Yapılan zamlar önce vergilere gidiyor, ardından yüksek enflasyonla eriyor. Bu sistem işçileri yoksullaştırırken sermaye, ayrıcalıklardan faydalanmaya devam ediyor” dedi. Hükümetin ücretleri baskılamaya yönelik ekonomi politikalarının, işçi sınıfından sermayeye doğru büyük bir kaynak aktarımı olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “İktidar ve sermaye aynı cephede. Bizim mücadelemiz ücretlerimizin adil şekilde korunması ve vergi yükünün azaltılması için” diye konuştu.

Toplantıda açıklanan DİSK’in mücadele programı ve talepleri ise şöyle:

• Asgari ücret acilen arttırılmalıdır. Tüm ücretler gerçek enflasyona karşı korunmalı; ekonomik büyümeden de payını almalıdır.
• Asgari ücret sonrası ilk gelir vergisi tarife oranı yüzde 10’a düşürülmelidir.
• Gelir vergisi tarife dilimleri yeniden değerleme oranında (asgari ücret artışından az olmamak kaydıyla) arttırılmalıdır.
• Asgari ücret istisnası vergiden değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalıdır.
• İşverenlere uygulanan 5 puan SGK prim desteği çalışanlara da uygulanmalıdır.
• Çağ dışı damga vergisi kaldırılmalıdır.
• Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı, toplu iş sözleşmesi kapsamı genişletilmelidir.

Çerkezoğlu, sözlerini “İşçiler olarak yalnız değiliz, birlikte güçlüyüz. Tüm işçileri DİSK çatısı altında örgütlenmeye, emeğine ve geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Milyonlarca emekçi aynı sorunları paylaşıyor, birlikte hareket ederek adil ve insanca bir yaşamı kazanabiliriz” diyerek tamamladı. Açıklama sırasında “Gelirde Adalet, Vergide Adalet İstiyoruz” sloganı atıldı.