Esenler UİD-DER’de “Seattle’da İsyan” adlı bir film izledik. Film Dünya Ticaret Örgütünün toplantıları esnasında yürüyüşler düzenleyip kavşakları kapatan işçilerin, patronların toplantıya ulaşmasını engelleyerek toplantıyı iptal ettirmelerini konu alıyordu.
Filmde, miting düzenleyen grup çevreci bir gruptu. Bir kişi konuşmasında “kaplumbağa türlerinin karides avlayan tekneler yüzünden yok olduğunu” söylediğinde spiker “dünyada tükenen kaplumabağa türlerinden daha önemli şeyler yok mu?” diye sorunca “tükenen kaplumbağa türleri biz işçilere benziyor, siz noktaları birleştiremiyorsunuz" dedi. Bu yanıta spiker ve kameraman şaşıp kalmışlardı.
Filmde dikkatimi çeken bir nokta daha vardı. Bir konuşmacı onu dinlemeyen insanlara “sizlerin çocukları yok mu? Onların geleceklerini hiç mi düşünmüyorsunuz?” diyordu. Ben de bir işçi çocuğuyum ve geleceğimin pek parlak olduğunu söyleyemem. Sonuçta ben de bir işçi olacağım ve eğer bu düzen böyle devam ederse de çok farklı koşullarda çalışmayacağım. “Artık insanların kârdan daha değerli olma zamanları geldi” dediğinde ise benim kafamda şunlar canlandı. Patronların düşündükleri tek şey para, başka hiçbir şey değil. Ve hatta onlar kendilerini ve bütün zenginlikleri yaratan işçilere, işimi görün ve sonra isterseniz ölün diyor. Ne de olsa dışarıda büyük bir işsizler ordusu var. Ama eğer işçiler tüm bu haksızlıklara dur demek için ayaklanırsa o zaman fare gibi kaçacak delik arayacaklar. İşte bunun için işçi sınıfı örgütlenmeli ve mücadele etmelidir. Çünkü patronlar kendi kendilerine işçilere hiçbir hak tanımazlar, o hakkı alacak olan işçilerdir. Ve filmde de görüldüğü gibi, BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZLER!