Geçtiğimiz Pazar günü Gebze UİD-DER temsilciliğinde kızılkanatlı Rosa’nın şahsında Ocak ayında güneşe gömülen devrimci önderlerimizi andık. Şiirlerle ve işçi korosunun söylediği marşlarla anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe çeşitli fabrikalardan işçi arkadaşlar geldiler.
Etkinlikte yapılan sunumda Rosa’nın hayatı boyunca işçi sınıfının kurtuluşu için yürüttüğü devrimci mücadelesi, dünya savaşı sırasında savaşa karşı yoldaşı Karl Liebknecht ile birlikte nasıl bir tutum aldığı çarpıcı bir şekilde aktarıldı. O dönemde işçi sınıfına yol göstermesi gereken Alman Sosyal Demokrat Partisinin (SPD) reformist tutumlarına karşı onlar yalnız kalmalarına rağmen mücadele ettiler. Daha sonra bu partiden ayrılarak, işçi sınıfının kurtuluşunu savunacak olan Spartakist Birliği’ni kurdular. Fakat kısa bir süre sonra Alman egemenleri ve oportünist SPD tarafından yok edildiler. Rosa ve Spartakistler grubu enternasyonalist bir tutum takınıyordu. SPD savaşa karşı diğer ulusları düşman ilan ederken, onlar “gerçek düşman içerdedir” yani asıl düşman Alman burjuvazisidir diyerek savaşa karşı doğru bir tutum sergiliyorlardı.
Bugün de bir dünya savaşının içinde olduğumuz aşikâr. Kapitalist sistem derin bir bunalım içinde ve tarih gösteriyor ki egemenler her zaman bunalımları savaşlarla çözüyorlar. Bugün de dünya işçi sınıfının savaşa karşı enternasyonalist bir bakış açısıyla bakmaları zorunludur. Rosa’nın dediği gibi asıl düşman ilk önce kendi burjuvalarımızdır. Yabancı düşmanlığı üzerinden emperyalizm karşıtlığı son noktada kendi burjuvalarımızın ekmeğine yağ sürmektir. Unutulmaması gereken bir diğer husus ise tüm halklar kardeştir, düşman ise tüm dünya burjuvazisidir.
Savaşa karşı sınıf savaşı!
Kahrolsun emperyalist savaş!