Günün yarısını çalışarak geçirmek zorunda olan bir işçiyim. Diğer sektörlerde çalışan işçi kardeşlerimi de düşündüğümde hepimizin çalışma koşulları birbirine yakın. Sorunlarımız birbirine benziyor. Çözüm yolları da aynı yola çıkıyor: Örgütlü Mücadele!
Nazım Ustanın dizeleri geldi aklıma: “Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine!” Biz işçiler de bir orman gibi değil miyiz? Neden bizler de özgür ve kardeşçesine yaşamayalım? Bizde ne eksik ya da yetersiz? Bunları uzun uzun düşündüm. Özgürlük, kardeşçe yaşam, örgütlü mücadele vb…
Evet, örgütlü mücadele etmek gerekiyordu. Bunun için bir yerden başlamalıydı: Bilinçlenmek! Bilinç gökten zembille bizlere ulaşamazdı. Kafamızın içine topluca konulamazdı. Bizlere yıllarca bana ait olmayan bir bilinç verilmişti. Onun yerine bana ait olan, benim sınıfıma ait olan bilinçle beynimi doldurmalıydım. Nasıl olacak diye düşündüm. Toprağa atılan bir tohumun filizlenmesini, yaprağa, çiçeğe ve meyveye dönüşmesini düşündüm. Bunların olması için neye ihtiyacı vardı acaba? Ne ile besleniyordu? Tohumun meyve verene kadar geçen zamanı düşündüğümde bu bir anda olacak bir şey değildi. Uzun bir zamanı gerektiriyordu. Ayrıca tohumun dışarıdan alması gereken birçok şey vardı. Su, hava, ışık vb. Bir ağacın oluşması ve meyve vermesini, bir orman içinde düşündüm. Meyve verenini, yapısı gereği meyve veremeyenini vb. birçok şeyi düşündüm. Biz işçi sınıfı da orman gibiyiz. Birçok özelliği içinde barındıran bireylerden oluşan bir orman! Yaşlısı genciyle, kadını erkeğiyle tüm dünyaya yayılmış bir orman. Geçmişiyle, bugünüyle ve geleceğiyle var olan bir orman. Bu ormanda her ağacın bir yeri var. Bu ormanda her ağacın bir işlevi var. Bu ormandaki her ağacın tek tek sorunu aslında tüm ormanın sorunudur.
Evet, bizler kendi sınıf bilincimizi almalıyız. Bizlerin sorunlarının çözümünde ilk adım olarak sınıfsal bilince ihtiyacımız var. İşçi sınıfının tarihini, vermiş olduğu mücadeleleri öğrenmeye ve öğrendiklerimizi hayata geçirmeye ihtiyacımız var. Bir orman gibi kardeşçesine yaşamak istiyorsak örgütlenmeye ihtiyacımız var. Nasıl ki bir tohum hemen meyveye dönüşmüyorsa, bizler de sabretmeyi öğrenmeliyiz. Kendimiz bilinçlenip örgütlendikçe diğer sınıf kardeşlerimizi de gelecek güzel günler için örgütlemeye ihtiyacımız var. Sınıf mücadelesi için işçi sınıfının sınıf cephesini örmeye ihtiyacımız var. Dün ne kadar gerekliyse bugün de örgütlü mücadeleye gereksinimimiz var.
Sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için, örgütlen, örgütle, mücadele et!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!