Krizin yarattığı sonuçlar gün geçtikçe büyüyor. Krizin patlak vermesiyle beraber hemen hemen her sektörde işçiler “kriz var” denilerek patronlar tarafından işten atılıyorlar. Bu işten atmalar önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir.
Yaşanan sorunların gerçek nedenlerini göstermek için Aydınlı’daki Tuzla temsilciliğimizde “Kriz, Savaş ve İşçi Sınıfı” konulu bir etkinlik gerçekleştirdik. Etkinliğimizde, krizin ortaya çıkmasıyla beraber işçilere yönelik saldırılar ve işçilerin saldırılar karşısında aldıkları tutumlar, sendikalı olmanın önemi, dünya genelinde krizle birlikte işçilerin mücadelesi konuları yer aldı. Patlak veren krizin sadece işten atılmalarla sınırlı kalmayacağı, emperyalist savaşın büyümesi gibi çok daha kötü sonuçlar doğuracağı vurgulandı. “Kriz, Savaş ve İşçi Sınıfı” konulu etkinliğimizde vurguladığımız üzere uzun yıllara yayılan 1929 krizi işçilere açlık, yoksulluk ve sefalet getirmekle kalmadı, milyonlarca insanın ikinci emperyalist paylaşım savaşında ölmesine, bir o kadarının yaralanmasına ve sakat kalmasına yol açtı. Şimdiki krizinin 1929 krizinden daha yıkıcı olacağını burjuva ideologlar bile inkâr edemiyorlar. Emperyalist ülkeler krizden kurtulmak için bir kez daha dünyayı kana bulayacaklardır. Afganistan’da, Irak’ta, Kafkasya’da başlatılan savaşlar üçüncü paylaşım savaşının başladığının göstergeleriydi. Emperyalist ülkeler şimdiden kendi aralarında saflaşmaya başladılar. Türkiye’nin egemenleri de pastadan pay kapma düşüncesiyle savaşın içerisinde yer alıp işçi ve emekçileri cepheye süreceklerdir.
Patronlar saldırılarını azgınca sürdürürken, işçilerin de kendi güçlerinin farkına varmaları gerekiyor. Gerek Türkiye’de gerekse de dünyada birçok defa işçiler bu güçlerini gösterdiler. Etkinlikte de bahsedildiği gibi kısa zaman önce 2000 yılında Arjantin işçi sınıfı krizin bedelini ödemeyi kabul etmedi. Ülkenin pek çok yerinde işçiler fabrikalarını işgal ederek patronları kovdular. Fabrikalarda üretime devam ederek denetimi ellerine aldılar. İşçi kitleleri Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya değin fabrika işgallerini ve grevleri yaygınlaştırmış durumdadır. Krizleri ve emperyalist savaşları ancak işçiler bir araya gelerek durdurabilir. O halde bu birlikteliğin oluşmasını geciktirmemek gerekiyor.