Ben Dudullu Organize Sanayi Bölgesinde çalışan 19 yaşında bir metal işçisiyim. UİD-DER’le tanışmadan önceki ve tanıştıktan sonraki düşüncelerimi ve hayatımda nelerin değiştiğini sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.
UİD-DER’le tanışmadan önce, işyerindeki çalışma koşullarından, patron işyerinde toplantı yaptığında işçilerin kendi haklarını dile getirmekten bile korktuklarından, üstelik bu kriz döneminde patronlar faturayı bize ödetmeye çalıştıkları halde işçilerin bir araya gelemeyişinden yakınan, ama “tek başıma ne yapabilirim ki” diye düşünen bir işçiydim. Ta ki UİD-DER’in düzenlediği bir etkinliğe katılana kadar. Katıldığım etkinlikte işçilerin bir araya gelebileceğini ve o zaman neler yapabileceklerini, geçmişte verilmiş pek çok mücadele örneği olduğunu öğrendim. Ve en önemlisi dünyanın neresinde olursa olsun din, dil, ırk ayrımı olmaksızın işçilerin sorunlarının ve mücadelesinin ortak olduğunu anladım. Yani sınıfımın farkına vardım. Artık kaderimizin kendi elimizde olduğunu ve bu dünyaya barışı, kardeşliği, eşitliği, gerçek anlamda sadece ve sadece işçi sınıfının getirebileceğini biliyorum. Bunu başarabilmek için de tek çözüm yolunun örgütlü mücadele olduğunu şu sloganımız çok güzel anlatıyor: KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!