Sinter Metal işçileri “işe iade” davalarının ikinci duruşması öncesinde Üsküdar Adliyesi önündeydi. Adliye’nin karşısındaki sokakta iki ağaç arasına işçiler “İşimizi İstiyoruz” pankartını asmışlardı. Direnişin 91. gününde işçiler, önlükleriyle, pankartlarıyla Adliye önünü direniş yerine çevirmişlerdi.
Duruşmayı beklerken işçilerle sohbet ediyoruz. Son zamanlarda yüz binlerce işçinin işten atıldığına dikkat çeken sendika yetkilisi, bu duruma rağmen çok az sayıda işçi “işe iade” davası açıyor diyor. Tofaş fabrikasında işten atılan 150 işçiden sadece birinin dava açtığını sözlerine örnek veriyor. İşçi örgütlerinin bu davayı sahiplenip, patrona karşı davacı işçiyi sahiplenmesinin öneminden bahsediyor.
UİD-DER’li işçiler olarak direniş yerinde olduğu gibi duruşma yerinde de işçileri ve sendikayı yalnız bırakmıyoruz. İşçilere, daha önce dava açan, iş mahkemesine giren var mı diye sorup sohbetimize devam ediyoruz. Çoğu ilk kez iş mahkemesine geliyor. 10 kişi Adliye’ye alınıyor ve içeride dava başlıyor. Dışarıda dava hakkında yorumlar yapılıyor. En çok şikâyet edilen konu, davaların yasaya göre 4 ayda bitmesi gerekirken aylarca hatta yıllarca sürmesi. Avrupa’nın en büyük adalet binasının İstanbul’da inşa edilmesiyle övünüldüğünü hatırlattığımızda, bir işçi, “ama içinde adalet yoksa o bina ne işe yarar” diyor. Bir başka işçi de “bu kadar çok adaletsizliğin olduğu ülkede elbette öyle büyük binalar olacak” diyerek fikrini belirtiyor. İş mahkemesini kazanacaklarını söyleyen bir işçiye “ya sonra” diye biz soruyoruz, “mahkemeden sonra ne olacak?” Çoğu iş mahkemesini işçiler kazanıyor doğru, fakat yasa patronun da eline büyük bir koz vermiş. Kaybettiği davaya rağmen patron isterse yine de işçiyi işe almıyor. Dava karşılığında sadece kötü niyet tazminatı ödüyor. Patronlar çoğu durumda bu tazminatı ödeyerek işçilerin sendikalaşma, örgütlenme mücadelesinin önünü kesmeye çalışıyorlar. O nedenle fabrika önündeki direnişin önemi, sahiplenilmesi ve büyütülmesi gerektiğini anlatıyoruz işçi arkadaşlara…
İşçiler ve avukatlar duruşma salonundan çıkıyorlar. Sonucu merak eden işçilere ilk açıklamalar yapılıyor: Dava 10 Nisana ertelendi! Sendikanın örgütlenme uzmanı bir konuşma yapıyor: “Geç gelen adalet, adalet değildir, fabrika önünde yaktığımız direniş ateşi mahkeme salonlarında da bizleri aydınlatmaya devam ediyor, mücadelemiz mahkeme kararlarına bırakılacak kadar hafif değildir, tüm arkadaşlar büyük bir ciddiyetle direnişe sahip çıkmalılar.” Toplanan işçiler Adliye önünde de sloganlarını haykırıyorlar: “İşten Atılan İşçiler Geri Alınsın!”, “Hak, Hukuk, Adalet İstiyoruz”…
Sinter işçilerinin mücadelesi devam ediyor. İşçiler bu süreçte düzenin kime hizmet ettiğini de öğreniyorlar. Şunu bilmek gerekiyor ki, mücadele dava kazanmakla bitmemektedir, mücadeleyi diğer işyerlerine yaymak gerekiyor. Sinter işçileri gerçek davalarını işte o zaman kazanacaklardır.