Kapitalist sistemin içinde bulunduğu büyük ekonomik krizin faturası her geçen gün daha da ağırlaşarak biz işçilere kesilmekte. Türkiye’de Aralık ayına ait resmi işsizlik verileri, tablonun korkunç boyutunu bizlere biraz daha net göstermekte. Açıklanan Aralık ayı verilerine göre işsizlik oranı %13,6’ya yani 3 milyon 274 bine ulaşmış bulunuyor. Sanayi kesiminde ise bu oran %17’nin üzerine çıkmış bulunuyor. Anlayacağımız her 5 işçiden biri işsiz. Tabii ki resmi rakamların aldatıcı olduğunu düşünürsek bu rakamın çoktan misliyle aşıldığı bir gerçektir.
Çalışma Bakanı, açıklanan bu rakamın sürpriz olmadığını, bunu beklediklerini söyledi. Herhalde bakanın bu yaklaşımı fazla söze gerek bırakmıyor. Öte yandan yaklaşan seçim öncesinde muhalefet partileri de işsizlik rakamlarını kullanarak hükümete basınç bindirmeye çalışıyorlar. Bunun sebebi tabii ki işçileri ve onların ailelerini düşünmeleri değil, bunu sırf işsizlerin oyuna göz diktikleri için yapıyorlar. Sonuçta düzen partileri patronların çıkarlarını en iyi şekilde savunmanın yarışındalar. Başbakan ise bu yaşananlara trajikomik bir yorum getirmekte: “ABD dünyanın en büyük ekonomisine sahip ve işsizlik oranı %8,7. Türkiye ise büyümekte olan bir ekonomiye sahip ve işsizlik %13,6. ABD en büyük biz ise büyüyen bir ülkeyiz.”
Evet, işsiz, aşsız, ilaçsız, susuz yüz binlerce emekçinin durumu kapitalistler için olağan ve beklendik bir olay. Burjuva partileri için bu durum sıradan seçim propagandası malzemesi, oy avcılığı anlamını taşıyor, BAŞKA BİRŞEY DEĞİL. O yüzden de bizlere düşen görev, tüm bunları yaşamamıza neden olan patronlar sınıfını yeryüzünden kazımaktır. Bunun için tek yol ÖRGÜTLÜ mücadeledir. Haydi dostlar, kaybedeceğimiz neyimiz var ki? Yaşanılabilir bir dünya bizim ellerimizle inşa edilebilir. Tabii ki ÖRGÜTLÜ BİR TARZDA MÜCADELE edersek.