
Bu toprakların Kürtleri yıllardır baskıya, inkâr ve imhaya direniyor, ellerinden dillerinin, kültürlerinin alınmasına karşı duruyor, bedeller ödeyerek haklarına sahip çıkıyor ve bu mücadelelerini de sürdürmeye devam ediyorlar. Faili meçhullere, katliamlara ve onca ocağa düşen yangına rağmen yürüttükleri mücadeleyle bugün birtakım kazanımlar elde ettiler ve devletin resmi politikasında kısmi değişiklikler gerçekleşmesini, “açılımlar” yapılmasını sağladılar. Şüphesiz Kürt hareketini bölmek için yapılıyor bu “açılımlar” ve bu konuda uyanık olunması gerekiyor. Fakat dün kimliğini, müziğini, dilini saklamak zorunda olan insanlar, bugün göğüslerini gererek kendilerini ifade edebilme konusunda rahat davranabilmektedirler.
UİD-DER’li işçiler olarak bugüne kadar Kürt halkının haklı mücadelesinin sonuna kadar yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Geçen sene Kazlıçeşme mitingine UİD-DER kortejinde katılmış ve “Kürtlere Özgürlük-Kurdara Azadi” sloganını hep bir ağızdan haykırmıştık. Halkların kardeşliğini mitinge katılan Kürtler, işçi ve emekçiler ve sosyalist gruplar hep bir ağızdan haykırmıştı. Aradan tam bir sene geçti. Üstelik bir seçim arifesindeyiz. Burjuva düzen partileri bizleri kandırmak, oylarımızı almak için her türlü çirkefi yapmakta. Özellikle doğu illerinde Kürtlerin siyasi temsilcilerine karşı AKP üzerinden Kürt mücadelesini bölmeye çalışmaktadırlar. Düzen içi çatışmalardan fışkıran pisliklerden, kaybedilen Kürtlerin asitle yakılarak kuyulara atıldıkları ortaya çıktı.
Bizler, açığa çıkan pisliklerin hesabını sormalı, Newroz ateşini Kürt kardeşlerimizle birlikte harlamalı, düzene karşı tepkilerimizi dile getirmeliyiz inancıyla, 21 Mart günü Kazlıçeşme meydanına gittik. Daha alana ulaşmadan kutlamaların büyük bir katılımla gerçekleşeceğini sıkışan trafikten anlamak mümkündü. Yürüyüş yolunda ve alana ulaştığımızda Kürt kardeşlerimiz bizleri alkışlarla ve zılgıtlarla karşıladılar. Ve Newroz ateşini 350 bine yakın Kürtle birlikte coşku içinde yaktık. Kürt dostlarımızla beraber halay çektik, slogan attık, zılgıt çektik. Kortejimizde “başkasını ezen ulusun işçileri özgür olamaz” şiarını yükselttik. Kürtlere özgürlük diye haykırdık. Ve TC egemenlerinin bizlere yaymaya çalıştığı milliyetçilik zehrine enternasyonalizm panzehiriyle karşı koyduk.
Alanda devletin resmi söylemlerinde görmezden geldiği, yıllarca inkâr ve imha politikasını güttüğü yüz binlerce Kürt kardeşimizi görmenin mutluluğu apayrıydı. Özellikle seçim arifesinde Kürt halkının siyasi temsilcilerine yapılan baskılar, Kürtlerin oyunu alabilmek için dağıtılan seçim rüşvetleri ve yapılan sözde açılımlara karşı Kürt halkının demokratik taleplerini desteklemek oldukça önemlidir. Seçim döneminde birbirlerini yiyen düzen partileri, DTP’ye karşı kutsal bir ittifak içerisine girmişlerdir.
Büyük bir coşkuya sahne olan alandan Kürtçe ve Türkçe attığımız sloganlarla ayrıldık. Kürt dostlarımız ise bizleri aynı karşıladıkları gibi yine alkışlarla, zılgıtlarla uğurladı. Ve biz yine işçi sınıfına yaraşır bir duruş sergilemenin mutluluğu ile alandan ayrıldık.
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Kürt Halkına Özgürlük!