Biz, 100 gündür Sinter fabrikası önünde direnişte olan işçileriz. Başka fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlarımıza mücadelemizi anlatmak istiyoruz.
Direnişe çıkmadan önce çok ağır çalışma şartlarımız vardı. Düşük ücretler alıyorduk. Patron, kömür parasını, primlerimizi vermiyordu. Bunlara karşı kişisel tepkilerini gösterenler ise teker teker işten atılıyorlardı. O zaman anladık ki, birlik olmalıyız, örgütlenmeliyiz, mücadele etmeliyiz. Hakkımızı ancak bu şekilde alabilirdik. Mevcut haklarımızı korumak ve yeni haklar kazanmak, sağlıklı bir çalışma ortamında çalışmak ve bunu da kalıcılaştırmak için sendikal mücadeleye başladık. Patron haklarımızı teker teker elimizden alıp, ücretlerimizi düşürürken kendine yeni yeni makineler, otomobiller alıyor hatta kızının düğünü için trilyonlar harcayabiliyordu. Bu paralar bizim sırtımızdan elden ettiği kârlardı.
Biz direniş boyunca gördük ki bizim yanımızda yalnızca işçiler, emekçiler vardı. Yanımızda düzen partilerini değil, emeğe inanan işçileri, dernekleri gördük. Yapmış olduğumuz mücadele işçi sınıfının mücadelesidir. Bütün sınıf kardeşlerimizi bize destek olmak için fabrikamızın önüne bizimle dayanışmaya çağırıyoruz.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Yaşasın işçilerin birliği!