
Mersin limanında Akan-Sel işçilerinin başlattığı direniş devam ediyor. 20 işçinin daha işten atılmasıyla, işten atılanların sayısı 122’ye ulaştı. 30 Martta işe iade ve işkolu davalarının 2. duruşması yapıldı. İşkolu davası kazanıldı, işe iade davası ise Mayıs ayına ertelendi. Yaşanan bu sürecin ardından seçimler yoğun gündem oluşturdu ve seçimlerin ardından sermayedarların ve düzen partilerinin gerçek yüzü bir kez daha açığa çıktı.
İşçilerin anlatımlarına göre, 2 Nisanda Akan-Sel patronu Volkan Hakan, iki adamıyla birlikte direniş alanına selam vererek girdi. Direniş alanına terk etmeleri ve bu sürece son vermeleri için, cebindeki silahla işçileri tehdit etti. Yanındakilerden birisi, “Akan-Sel’le uğraşan karşısında beni bulur” diyerek tehditleri devam ettirdi. İşçiler birleşerek patronu ve yanındakileri dövdüler ve direnişi silahla basan patron hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda buldular. 3 Nisanda Akan-Sel işçileri eşleriyle, çocuklarıyla, çalışan arkadaşlarıyla, öğle yemeği saatinde davullu zurnalı bir eylem gerçekleştirdiler. Dayanışma ruhunu ve coşkularını tüm liman çalışanlarına gösterdiler. Limanın A kapısında Emek ve Demokrasi Platformu, sendika başkanları ve Mersin Üniversitesi öğrencilerinin de katılımıyla bir basın açıklamasını okuyarak yaşanan olayları kınadılar.
Bu arada patronun, çalışan işçileri “size bedava mont, ayakkabı vereceğim” diyerek bir odada topladığı ve şiddet uyguladığı ortaya çıktı. Patronun baskısıyla belediye de işçilere artık öğle yemeği vermeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine işçiler sendika başkanlarıyla Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk’ü ziyarete gittiler. Çevik Kuvvet ise direniş çadırını ve çay ocağını kaldıracağını söyledi.
Bir kez daha görülüyor ki, konu birleşen işçiler olunca, polisinden adalet sistemine, belediyesinden patronuna tüm sistem unsurları da bunun karşısında çarçabuk birleşiyorlar. Ama bizler de bir aradayız. Çalışan, atılan, çocuk, eş, öğrenci aynı halayda, aynı sınıfta, aynı barikattayız!mersin.jpg [1]